• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bismihi Teâlâ

Memleketin güneyi,

Haftanın ilk gününde

Büyük-peş peşe-iki zelzeleyle sarsıldı…

Acımız büyük!

Yüreğimize kor düştü.

Sözcükler anlatmaya kifayetsiz.

Satırlar yazılmaktan muzdarip!

Bir cana nefes olmak için, seferber oldu her nefer!

İyilikte yarışırcasına,

El ele, gönül gönüle verircesine…

Ey Sabur, sabır!

Ey Settar, sıtar ol bize!

Ey Muhyi, hayat ol bize!

‘’Coğrafya kaderdir.’’ deyip işin içinden çıkmak,

Yeterli bir referans mı?

Ya da kurtarıcı bir ilham kaynağı mı?

Yapay teslimiyet argümanı mı?

Ya da;

Sıvışmak için kalkan mı?

Mekânın coğrafik ve tarihsel bağlamını baş aktör etmek mi?

Meskun olduğumuz yer coğrafyadır.

Jeomorfolojik şartlar coğrafyadır.

Bu yönüyle İnsanların toplumların doğduğu coğrafya kaderdir.

Yani değiştirilmezdir.

Asıl buradan hareketle irade noktası geliştirmek, kaderimizi belirlemeye öncü olabilir.

Öbür türlü kötümser halle, sağlıklı yaşamı ötelemiş olmuyor muyuz?

Sorunları kesin çözmek yerine geçici çözümler aramakla  yaşamı zorlu hale getirmiyor muyuz?

Deprem ülkesiyiz realitesini bilmeyenimiz yok.

Üç cepheden fay hatlarıyla döşenmiş bir coğrafyaya yayıldığımız aşikar.

Bu yönüyle kaderimiz bu!

Ancak depreme rağmen yaşamı olağan hale getiren coğrafyalar var.

Bunu bilinçli bir eğitim,

Tutarlı bir sistemle yapıyorlar.

Belki de depremin bize verdiği en büyük ders:

-DERS BİR: Ey maddeyi kutsayan zihniyet öleceksin…

-DERS İKİ: Hile yapma, aldatma. İşinde dosdoğru ol!

-DERS ÜÇ: İyilikte ve hayırda yardımlaşın!.

-DERS DÖRT: İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır.

Uyarı:

‘’Size gelen musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir’’(42/30)

Rabbimiz memleketimizi afetlerden emin kılsın.

Kalın sağlıcakla…