Eğitimde Ailelerin Karnesi…
Bismihi Teâlâ
Peşinen söylemek icap eder:
Ebeveynlik başlı başına yüksek bir statüdür.
İddialı bir roldür.
Yalın deyişle annelik-babalık, bünyesinde kuvvetli bir iradeyi, güçlü ve dayanıklı bir tutum ve tavrı barındırır.
Yani öyle sıradan değil, aile olmak, cem olmak,soyu, nesebi devam ettirmek.
Sanırım fani olan insan için yekûnda devasabir sermayedir;insanlık âleminde birer kare taşı olmak…
Hele taşıyıcısı konumundaolmak övülmeye değer iş olsa gerek!
Fıtrat üzere dünyaya adım atan insan,‘Nasıl bir ebeveyne sahip olma’ gibi bir tercihi olmasa da,zamanla ‘nasıl bir ebeveyn olma’gibi olanağa sahiptir.
Dert yanıyoruz çoğu kez!
Sıklıkla öküzün altında buzağı arıyoruz.
Kolaya kaçma eğilimiz var.
‘Burnundan kıl aldırmama’inadından da vazgeçmiyoruz galiba!
Neyse yarayı fazla kaşımayayım!...
Toplumsal ve kültürel değişimle beraber ‘ebeveynlik’çetrefilli bir suret,her zamankinden daha itinalı bir hali zorunlu kıldı.
İhmalkârlık, gaflet, öteleme, bakiyeyi hızla tüketebilir.
Hatta iflasın eşiğine…
Okullar bu hafta itibariyle yarıyıl tatiline girecek.
Öğrenim gören birey ders, davranışı durumu gösteren belgeyi eline alacak.
Karnenin, eskisi kadar heyecanı kalmasa da yine yabana atılmıyor.
‘e-karne’ literatüre geçse de!...
Yine de karnenin tüm hatlarıyla öğrenciyi yansıttığını söylemek güç!...
Ebeveynlerin karnesi nasıl acep?
Aslında bu daha kapsamlı şey!
Bana göre öğrenci karnesi bunun alt kümesi uzamında.
Çoğu kez veliler; öğrencinin bakım, beslenme, sair ihtiyaçlarını karşılamada özüne ‘toz kondurmama’ refleksini dilden düşürmez!
Ancak bu madalyonun bir yüzü ya öteki yüzü?
Gerçekte, anne-baba olduk mu?
Kayıt altına tutulandefterimizin ibresiolumluya mı yoksa olumsuza mı işler?
Ezcümle;
O gün, yalanlayanların vay haline! (Mürselat,19)
Kalın sağlıcakla…