Öğretmenler İşe Kendisinden Başlamalı
Bismihi Teâlâ
Kuşkusuz sitem ve ailenin, bireyin eğitimindeki değeri hafifsenemez.
Zira maarifte her paydaşın önemi büyüktür.
Ancak öğretmenlerin eğitim öğretimdeki yeri bambaşkadır.
Öyle tesiri var ki,
Deyim yerindeyse hiçliği bile var etme kudretini gösterebilir.
Çünkü aşın-mutfağın- en yerinde o vardır.
Marifetli aşçı asgari düzeyde de olsa mevcut malzemeden harikalar sunabilir.
Eleştiri kültürümüzden mi sorun var, bizde mi…?
Uzağı görme rahatlığından mı, yakını görmeme körlüğünden mi…?
Diyeti başkasına çabuk ödüyoruz.
Galiba kendi nefsimizi hariçte görme kolaylığına yatıyoruz?
Oysa Aslolan; iğneyi kendine çuvaldızı ele batırmaktır.
Mesleki gelişim, zinde öğretmenlik için değerdir.
Teknolojinin marifetiyle öğretmenlerin mesleki paylaşım yapmaları olasıdır.
Öğretmen Bilişim Ağı, Eba gibi MEB’in sunduğu eğitim seminerleri, kurslar ıskalanmamalı.
Aileler olarak, okullar olarak ‘okuyun’, ‘araştırın’ demek kolay…
Ancak çoğu zaman da askı da kalıyor söylenenler…
Adrese gitmede tıkanıklık yaşanıyor.
Zira denenmiş ölçü şu ki;
Özden gelen öze gider.
Gerisi hariçten gazel çalmaktır.
Ya da marifet balık yedirmek de değil, balık tutma becerisinde.
Aslında paye ve ölçü şu menkıbe de saklı:
Bal tutkunu olan çocuğun sağlığından endişe duyan ailenin
Ebu Hanife Hazretlerinden davranışın ıslahı için talim istemlerinde…
Yüce bilge ne demişti:
-Gidin kırk sonra gelin.
Neden?
Çünkü kendisinde de benzer hal olunca,
İşe kendisinden başlar.
Aşırı bal yemeyi bırakır.
Görüşme sonrası tek cümle ile ‘…bir daha aşırıya gitme’ demesiyle davranış ıslah olunur.
Öz anlatımla ağızdan çıkan söz kulağa, gönülden çıkan söz yüreğe dokunmaz mı?
Üstadın sözünün tesirini bu minvalde görmek lazım!
Kalın sağlıcakla…