• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bismihi Teâlâ

Bir zamanların fiyakalı bakanı ‘’H. Çelik’’,

Akademisyen unvanıyla 2003-2009 yılları arası, büyük iştiyakla MEB’in tepesine getirildiydi.

O yılları hatırlayanlar bilir,

Senaryo üzerine senaryo üretmesi dikkatleri çektiydi.

Belki de en dikkat çeken icraatı uzman/başöğretmenlik sınavıydı.

2007’de uygulamaya geçti ancak arkası gelmedi…

Oysa beklenti, her yıl bu sınavın yapılacağıydı.

Ama nafile!

15 yıl sonra…

Talih kuşu tekrar öğretmenlere kondu(!)

Çiçeği burnunda bakan, bir dikili ağacı olmak istercesine kolları sıvadı.

‘Bir dokun bin ah işit’ söylenmekten kendini alamadı.

Yani 2007’nin hışmına uğradı.

Oysa tepkilerin büyük yekünü burada düğümleniyor...

MEB, bir yolunu bulup geçmişi telafi edebilir…

Ancak ‘’Ben bilirim, çekilin önümden’’ deyip,

Transit geçerse;

Sormadan geçemiyor insan,

Bir çuval inciri berbat etmeye lüzum var mı?

Görüşmelerde yetkili sendika vd.lerinin görüşünü hesaba katmalı.

Aksine 15 yıllın mağduriyetini gidermek yerine koşulları zorlaması gerekir mi?

Bana göre baltayı taşa vuruyor...

Sendikalar vs. Öğretmenlik Meslek Kanunun bazı maddelerinin iptali için yılın başında dava açtı.

Anayasa Mahkemesi, geçen gün Öğretmenlik Meslek Kanununun bazı maddelerinin iptali isteminin görüşülmesini erteledi.

Tez zamanda 3 büyük eğitim sendikasıyla görüşmesi bekleniyor.

MEB’in takvimine göre sınavın yapılmasına ramak kaldı.

Davanın görüşülmesi için 9 Kasım acaba özenle mi seçildi?

Bir şeyler değiştirir mi?...

Sendika eylemleri, tepkiler, hoşnutsuzluklar karşılık bulur mu?

Orayı bilmem!

Ancak bana göre MEB, ‘’Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır.’’ deyişi, yabana atması olmaz…

Asıl kendisi inisiyatif almalıdır.

Kalın sağlıcakla…