Sendikalar Hür mü?
Bismihi Teâlâ
MEB, Öğretmen Meslek Kanunu’nu yere göğe sığdırmazken,
öğretmen camiası sahiden memnun mu?...
Yani satan memnun alan memnun mu?...
Hafta başında sendikaların ders bırakma eylemi vardı.
Tabii ki tepkiler, kariyer basamaklarında yükselme sınavına ilişkin!...
Tepkilerin oturaklı olduğu söylenebilir mi?
Yerinde ve zamanında mı?
Yoksa üye kaybının önüne geçmek mi?
Ya da mavi boncuk dağıtmak mı?
Açık anlatımla tepkiler hep sözde kalıyor.
Ötesine geçme iradesi sönük kalıyor.
Nasrettin Hoca misali ‘’Sen önden yürü, arkandayız.’’
Bir iki adım sonrası kimsecikler de kalmıyor.
Vaziyet bu işte!
Velhasıl ortayı bulamıyoruz.
Türkiye ‘de sendikacılık siyasetin gölgesinde…
Yıllardan beri bu böyle gelmiş, böyle gidecek gibi.
Özellikle iddiası olan sendikalar sırtını siyasi partiye dayandırıyor!
İktidar, muhalefet fark etmiyor.
Soracak olur isen,
bin dereden su getirme geleneği bitmek bilmez.
Öncelikle sendikacılık hür iradeyi temsil etmeli,
siyasi hesapların uzağında yer almalıdır.
Yani makam mevki vaadetme,
makam mevkie oynama ayıbından kendini almalıdır.
MEB, bu süreçte yaşanan olumsuzlukları görmelidir.
Getirisinin götürüsünün hesabını iyi yapmalıdır.
Sahada bakıyoruz da, ne uzmanlığı, başöğretmenliği…
Binlerce öğretmen, aylığına yansıyacak bir iki liranın hesabının derdinde.
Sınava o gözle bakıyor.
Bana göre itibarı zedeleyecek türden bir şey!
Yani bu kadarına pes doğrusu!
Bu başlı başına hicap duyulacak şey olsa gerek!
Bakan istatistiklerin arkasına sığınıyor.
Sayısal verilerle geçiştiriyor.
‘’Bilmem yüzde 98 başvuru var’’…
Yani bu büyük başarı mı (?)
Sonuç olarak sapla saman karıştı.
Öğretmen Meslek Kanunu’nun üzerinde çalışılmadığı ortada.
Kabuktan ziyade içi tartışılıyor.
Tüm tepkilerden hisse alır mı bakan?
Son söz; itibarsızlık değirmeninin taşıyıcısı bari siz olmayın!
Kalın sağlıcakla…