• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bismihi Teâlâ

Tatil, öğrenim görmekte olan çocukların iştiyakla bekledikleri andır.

Hatta karne gününden, ortalama 2 hafta öncesinde çocuklar tatili ilan ederler.

Bir an evvel okul, derslik, servis stresinden uzak kalmak; rahat bir nefes almak isterler.

Yaklaşık üç aylık yaz süreci azımsanmayacak bir süredir.

Elbette dağınık, plansız geçirmek akıl karı olamaz.

Ailelerin isabetli bir gaye gütme sorumluluğu vardır.

 Doğrusu öğrenme çağında olan bireylere bir günün bile önemi varken; vakit öldürmek gibi bir lüksümüz olabilir mi?

 Şu var ki değişmeyen tek realite Ne ekersen onu biçersin” deyişidir.

 Yaz kursları minvalinde resmi, özel, gönüllü kuruluşlar gibi pek çok olanak var.

Ücretli, ücretsiz seçenekler her geçen gün artmaktadır.

Yani kimi aktiviteler için bütçe gerekir.

Aslında mühim olan bireyin memnuniyeti ve bireye kazandırdıkları…

Bu konuda seçici olmak önemlidir.

Kimi lükse girmeyi, kimi bunaltacak derecede zorlamayı marifet sayıyor.

Sade ya da profesyonelce olsun bir plan olmalıdır.

Hoşlanacağı spor, zevk alacağı bir sanat dalı ile ilgilensin.

Ancak manevi gelişimlerini yabana atmak kesinlikle iyilik değildir.

  Yaz Kur’an kurslarını hafifsemek önemli bir fırsatı defetmekle eşdeğer!...

Güzel bedeni camiyle buluşturmak,

Minik eline elifbayı taşıtmak,

Kur’an’a karşı diz çöktürmek,

Kısa dua, süre, ayet ezberi yaptırmak,

Dili hafifletmez mi, gönlü okşamaz mı?

Adabı muaşeret kuralları kişiliği üzerinde tesir etmez mi?

Cami ekseninde sosyal çevre edinmek önemli kazanım olmaz mı?...

 Öz olarak cami atmosferinde, cami ekseninde geçirilen her dakikanın hayrı, bereketi

bakiyemize yansımaz mı?

   Belki de karşılaşılan zorluk, çocuğa sunulan seçeneklerin çakışması…

Kuraldır ‘cemaat imama uyar, imam cemaate değil’…

Bunun çözümü zor olmasa gerek.

Gruplar halinde sabah - öğle seansları şeklinde hareket edilebilir.

Burada yaz Kur’an kursları birinci önceliğimiz olmaz mı?

Buna bağlı olarak diğer aktiviteleri sunmanın çözümü yok mudur?

   Son olarak asrın koşullarına binaen camilerimiz “külliye” statüsüne geçmeli.

Yani içinde spor, sanat, okuma vs. birimler olmalıdır.

Zaten cumhuriyet öncesinde külliyeler “camii”leri merkeze alan eşsiz kurumlardı.

Sizce, günümüzün buna her zamankinden ziyade gereksinimi yok mudur?

Peki, ne yapmalı?...

Burada Birr” (iyilik) sahiplerine büyük iş düşer.

Kalın sağlıcakla…