• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bismihi Teâlâ

Etkin olunmak, başka deyişle ‘disiplin’ başarı için en büyük koşul değil midir?

 Disiplini anlamlandırmamız,

Disiplin algımız,

Disiplini gösteriş şeklimiz vs.

Burada zihnimiz bulanıktır.

Peşinen belirteyim; tüm bunların öncelikle netliğe kavuşturulması gerekir.

Yani anlayışın düzletilmesi…

ANLAYIŞ BİR: Disiplin eşittir dayak!...

ANLAYIŞ İKİ: Disiplin demek ceza demek!...

ANLAYIŞ ÜÇ: Disiplin katı kurallar sistemidir.

Ne yazık ki, zihnimize bu şekilde kodlanmış.

Belki de disiplinizeye karşı tavrımızın arka planında bunlar yatıyor.

Bunun için toplum olarak tepkiliyiz buna.

Disiplinden kaçınıyoruz, istemiyoruz, zorlanıyoruz…

Disiplini hayat düsturu göremiyoruz, görmekten imtina ediyoruz...

Disiplin; ‘askeri alanda, sıkıdüzenlerde olur’ anlayışı bizde baskın bir hal almış.

  Disiplini öncelikle doğru konumlandırmak gerekir.

‘’Devlet disiplini’’, ‘’kurum disiplini’’,’’ aile disiplini’’, ‘’okul disiplini’’, ‘’iş disiplini’’, ‘’çalışma disiplini’’…

Her birinin kendisine göre bir işleyiş ve mekanizmasının olması beklenir.

Açık deyişle disiplini ortama, mekâna göre oturtmak lazımdır.

   Şu var ki; disiplinin kendisi bir kültür, beceri ve yaşayış şeklidir.

Yaşama ve hareket tarzına ilişkin düzen; sonraki safhalar için alınabilecek tutarlı tedbir ve önlemlerdir.

Yoksa katı kurallar diktası ve egemenliği değildir.

Körü körüne itaat beklentisi biçiminde de görülmemelidir.

  Bugün okullarımızda ne yazık ki büyük bir disiplin boşluğu bulunmaktadır.

Doğrusu bu boşluğun sebepleri bana göre eğitim sistemi ile alakalıdır.

İdare, okul otoritesini; öğretmen, sınıf otoritesini sağlamakta zorlanmaktadır.

Bu ciddi ciddi sorgulanmalı.

Bir güven sendromunu mu yaşıyoruz ne:?

Aileler okullara karşı kuşkulu,

Öğretmenler kendisinden korkar hale geldi.

Öğrencinin olumsuzluğuna karşı tavır/tepki almada tereddütlü!

Dolayısıyla inisiyatif almak istemiyor. Belki de kendisi olamıyor.

  Aslında öyle yabancıyız ki disiplin kavramına; kişisel yaşantımızda da gösteremiyoruz.

Kendimize ait ilkelerimiz, düzenimiz, duruşumuz istendik yönde değil.

Bana göre içinden çıkmadığımız, aşamadığımız:

Son dönemlerde gelişimlerle birlikte otorite kullanmaya dayalı eğitim metodunun yerini, çocuk merkezli ve çocuğun bütün isteklerini yerine getirmeye dayalı bir anlayışın baş göstermesidir.

   Son olarak eğitimde İyi bir disiplin çocuğun kabul edilebilir isteklerine ket vurmak değil, kendisine zarar gelebilecek durumlara karşı engel olmaktır.

Kalın sağlıcakla.