Eğitimde Liyakat ve Ehliyet
Bismihi Teâlâ
Yönetici ve idareciler için değişmez sabiteler ehliyet ve liyakattir.
Öz olarak TDK’da liyakat(layık olma), ehliyet(ustalık, iş bilirlik) şeklinde karşılık bulur.
Yani pergelin bir ayağını etik ve erdem oluştururken, diğer ayağı bilgi beceriye dayanır.
İkisinin bileşkesi ise yeterlilik olarak adlandırılabilir.
Bu değerler öyle yüksek ölçüler ki, başarının da memnuniyetin de birer koşuludur.
Kurumlara şaşı gözüyle bakan sistemler bu değerlerden uzak bir tutum sergilerler.
Diğer deyişle gözünde katarakt olan kimseler bu ölçülerden uzaklar…
İşte anlayış bu değerler üzerinde olmayınca kıstasların tabanı değişiyor.
-ANLAYIŞ BİR: Kurumlarda yönetici/idareci mevkiindekiler dost- ahbap ilişkisi üzeredir.
-ANLAYIŞ İKİ: İdeolojik, oligarşi ve siyasal emeller güdülmektedir.
-ANLAYIŞ ÜÇ: İltimas, kayırma gibi hesaplar yapılmaktadır.
…
En iğrenci nedir biliyor musunuz?
Kamuoyuna ait bu makamların peşkeş çekilerek;
“şahsileştirilmesi...”
Oysa tüm zamana emredilen:
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor…”(Nisa/58) fermanıdır.
İlahi çağrıya karşı duyuların iflas etmesi, büyük talihsizlik olsa gerek!
Asıl ölçü budur.Memnuniyetin,hakkaniyetin mikyası da bu!..
Eskilerin söylediği “Balık baştan kokar.” sözü yabana atılamaz.
‘Eğitim kurumları da diğer kurumlarda olduğu gibi bundan muzdariptir’ desek sanırım hilaf etmiş olmayız.
Zira okul yöneticileri, il/ilçe müdürlüklerinden; merkez teşkilatına kadar idareci konumundakiler
bu tablonun mimarisi değil midir?
Olumlu ya da olumsuz, iyi ya da kötü!..
Tavandan tabana eser ilgililerindir.
Amiyane bir tabirle üstekilerin topu alttakilere atması harbice mi?
Silsile yoluyla suçlu arama açık deyişle günah keçisi aramak ne kadar insaflıca:?
Tüm bunlar kendisini aklama türü refleksive tutumlar,
savunma mekanizmaları olsa da
Karamanın koyununun çok geçmeden oyununun çıkması da ertelenemez.
Özeleştirisi olmayan sistemlerin ömrü uzun sürmez.
Liyakatsiz ve ehliyetsiz idarecilerin başa geçmesi ile düzen bozulur.
Kargaşa, keşmekeş ve tepki doğar.
Hatta her türlü nahoş şeylerin yaşanmasına bile sebep olmaktadır.
MEB gibi insan yetiştiren kurumların;
Bir yandan adil, kâmil yöneticilerle rol model gösterme ödevi olduğu gibi öte yandan adaletli, liyakatli, ehliyetli bireyler yetiştirme gibi ödev ve sorumluluğu da vardır.
Kalın sağlıcakla…