MEB Şu’rası, Ciddiyet Arayacak mı?
Bismihi Teâla
Sormak isterim; karar vermede, hareket tarzında, uygulama sahasında en çirkin tavır nedir?...
Lütfen, bir an düşünün ve zihninizde belirenleri gözlerinizin önüne getirin.
Eminim çok veriler ortaya çıkacaktır.
Ya da okuyucu sual etse, benim tereddüt etmeksizin vereceğim en baştaki yanıtlar şu şekilde olacaktır:
-YANIT BİR: Riyakârlık
-YANIT İKİ: Ölçüsüzlük
Ne kadar kerih, ne kadar yapay; olduğunu takdirinize...
İnanın eğer işlerimiz yolunda değilse, yaver gitmiyorsa en önemlisi bereketten yoksunsa; niyetimizi ve buna bağlı olarak eylemimizi sorgulamalı…
Zira “Niyetler amellere göredir.” Diğer deyişle ameller de niyetlere göredir…
Miftah budur. Ya da pusulanın belirleyici ibresi bu yönde olmalıdır.
Tepeden en gür sesle “Dindar nesil” denildi. “Eğitimde Ömerlerin yetiştirilmesi” gibi yüksek sözler sarf edildi. Ancak bir ileri üç geri vitesle patinaj yapan otomobil görüntüsünden öteye geçilmedi.
Eğitim gibi paha biçilemez bir değeri siyasi, politik hesaplar uğruna katletme lüksümüz olabilir mi?
Rant aracı görülebilir mi?
Siyasi tacirlik hesaplarına kurban edilebilir mi?
Yerel belediyelerce son zamanlarda pandemiye rağmen gençlik konserleriyle mi gençliğe güzellemeler yapılacak?
Ne de olsa taze bir getiri(?)
Bakalım konser gençliği tutar mı?...
MEB Şurasında konuşulacak hususlardan biri de eğitimde fırsat eşitliği…
Bakanlık fırsat eşitliğini okul öncesi eğitim bağlamında mı düşünecek?
Okul öncesi kademesinin zorunlu hale getirilmesi de gündemde ya.
Okul öncesi eğitim erken çocukluk evresini ihtiva ettiğinden çok hassas ve en önemli aşamadır.
Ancak zaman zaman görüntülerine şahit olduğumuz manzaralar ürkütüyor.
Tapınma ritüelleri,
Fıtratlarına aykırı defileler, danslar,
İdeolojik saplantısı olan kimselerin insafına bırakmak…
Yani önce mürebbinin doyurucu olması lazımdır.
Bu da Merhum Akif’in deyişiyle;
“Muallimim diyen olmak gerektir imanlı;
Edepli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı.”
Aslında insan olan herkese gerekli olan değerler!...
Toparlayacak olursak eğitim, siyaset üstü hayati bir meseledir.
İktidar, muhalifler vs. tüm gündemlerini bir tarafa bırakmalıdır.
Artık demode olmuş ideolojik, sloganik standart ölçülere aykırı ayrık otlardan ıslah etmelidir.
Hamiyetperver olan yetkin konumdakiler ve aileler motivasyonunu çocuklara, gençlerin geleceklerine vermelidir.
MEB Şurası aralık ayının başında toplanacak.
Müspete yönelik radikal kararlar alınacak mı?
En önemlisi “At binenin kılıç kuşanandır.” diyebilecek mi?
Kalın sağlıcakla...