• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Bismihi Teâlâ                                                                                                        

   Zorlu eğitim öğretim yılının ilk yarısı Ocağın 22’si itibariyle nihayete erecek. Ardından 3 haftalık yarıyıl tatiline girileceğini ve ikinci dönemin 15 Şubat’ta başlanacağını geçen gün bakan kamuoyuyla paylaştı. Sayılı birkaç haftayı çıkardığımızda, bu dönem uzaktan eğitimle müfredatın tümünden sorumlu tutularak öğrencilere büyük bir sorumluluk yüklendi.

  MEB göre her şey tıkır tıkır işliyor. EBA TV, EBA portalı, çevirim içi dersler… Daha ne olsun(!?). Uygulama sahasında birinci dereceden muhatab olan aileler, öğrenciler açısından durum sahiden böyle midir?..

  Bu süreçte doğrudan ve dolaylı yönden yetkili ağızların samimi bir şekilde başta kendi kendilerini testten geçirip ardından kamuoyunu rahatlatacak açıklamalarda bulunması kaçınılmazıdır…

 -SORU 1: Bakanlık; gelen tepkilerin içeriğini, verileri, uygulama sahasında alınan dönütleri paylaşma cesaretini gösterebilir mi?

-SORU 2: Bu süreçte yurdun tüm kesimleri göz önünde bulundurulduğunda bu şartlardaki yüz yüze eğitim süreci için tasarlanmış müfredattan milyonlarca öğrenciyi sorumlu tutmak ne kadar adildir?

-SORU 3: Geçen Mart’tan bu yana süreç değerlendirildiğinde verimlilik yüzdesi ne oranda?

….

  Şu var ki velilere göre, öğrenciye göre işler hiç de tıkır tıkır işlemiyor takır takır zeminde öğrenme  bıktırıcı ve takır tukur biçimde cebren zihinlere kazınmakta!..

   Aralıksız 6 ders saati ekran başında hapsolmak, sesli gürültülü ortamda derste sözde var olmak, derse bağlanmak için telefon nöbetinde bulunmak, bağlanabilmek için telefon, internet olanağı bulamamak!..

   İşte bu atmosferde ne yazık ki psikoz ve şizoid temelli bireylerin türemesine yol açmıyor muyuz?..

 Ortaokul ve lise öğrencileri her ders için en az bir sınav uygulamasına tabi tutulacaktır. Mart’tan bu yana uzaktan eğitim yoluyla kitap ağzını açamayan, ekran imkanı bulamayan öğrenciler için bir alternatif olacak mı?..

   Ölçme ve değerlendirmede olmazsa olmaz olan “objektiflik, güvenilirlik, geçerlilik…” gibi ölçme araçlarından ödün mü verilecek?..

   Hele hele sınavla öğrenci alan okullarda okul başarı puanının da katkısının olduğu durum karşısında okul sınavlarının varlığının; güvenilirlik ve kullanılışlık açısından izahı ne olacak?..

  Doğrusu nereden tutarsan tut deve dikeni gibi rahatsızlık verir cinsten… Yarın öbür gün LYS ve YKS sınavlarına girecek öğrenciler açısından durum daha da ciddi hal alacaktır…

  Bana göre çözüm öncelikle bireyin psikolojik eğitimi ve bu konuda gerekli eğitsel politikaların sunulmasıdır. Şu var ki, Anadolu coğrafyasının en ücra yerini merkeze almadığımız sürece attığımız her adımın sakatlığa yol açacağı bilinmelidir… Başka deyişle sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyi en zayıf yöreleri merkeze alarak ileriye dönük adımlar atılmalıdır.

Kalın sağlıcakla…