Eğitimde Sahiden Ne İstiyoruz?
Bismihi Teâlâ
Geçenlerde Başkan Erdoğan, İbni Haldun Ünv. Külliyesi açılış töreninde 18 yıllık iktidar süreci değerlendirmelerinde eğitime ilişkin özeleştiride bulundu. Tabi ki hükümetin-devletin- başı diğer deyişle devlet tepesindeki en üst söz sahibi iradenin bunu dile getirmesi yabana atılamaz.
Reisicumhur ara ara bu minvalde duygularımıza tercümanı olur.
Bu çıkışlar; serzeniş midir, temenni midir, beklentilere cevap verememenin ruh hali midir? Orayı bilmemem; ama orta yerde duran bir enkaz varlığının mevcudiyetini sanırım inkâra kalkışmak da akıl kârı değildir.
Muzdarip olmak ve mahzunlukla mı kendimizi teselli edeceğiz? Sloganik, hamasi söylemlerle mi geçiştireceğiz? Tarihe damgasını vuran emektar kişileri hamiyetle bulup rahatlama payesini mi güdeceğiz? Popülarite adına renk mi vereceğiz?..
Neyse deşersek, bu iş çok su götürür. Fakat şu var ki, her birimiz öncelikle ve ivedilikle samimiyet testinden geçmeliyiz. Geçerken de büyük küçük ağırlıkları, görünen görünmeyen ne varsa hassas ayara temasını sağlamalıyız.
Aklı başında hiç kimse bu asırda otomobili bırakıp atı ulaşım aracı olarak sunmayı beklemez. Bilişim araçlarının sağladığı kolaylığı öteleyip taşa, tahtaya, parşömene yazma gibi ilkel araçları da arzulamaz.
Asıl sıkıntımız; inancımıza nasslarımıza, medeniyet sabitelerimize olan mesafemiz ve tavrımızdır. Makam iktidarına, güç iktidarına, siyasi iktidara, hükümet iktidarına verdiğimiz gayretin belki de çeyreğini gösterseydik; inancım o ki,18 yıllık gibi bir süreçte ipi göğüsleyecek devlet olmanın imkânını da alarak çok mesafeler kat edilebilirdi…
En asgari 2001 senesinde 10 yaşında olan bir birey bu gün 28 yaşında; ayağı yere basan, fikri olgunluğa erişme noktasında irade sahibi fertler yetişirdi. İşte o zaman, fikri iktidardan bahsedilebilirdiniz.
Amorf diğer deyişle edilgen nesil pahalıya mal olur. Medeniyet dinamiklerimizi harekete geçirmediğimiz sürece bu nesil atık, atıl nesil olur.
Açık ifadeyle peygamber(s.a.v)’i eğitim siteminin ta merkezine almadıkça, Kur’an’nın hakikatlerini müfredatın ana eksenine almadıkça inancı, fikri hür nesiller yetiştiremezsiniz. Bu sabiteleri okul öncesi yaş grubu denilen 4-6 yaşından itibaren devlet kurumlarında vermekten başka çıkar yolunuz da yoktur.
Peki, bunu kim yapacak? Bu cesareti gösterecek irade duygularımızın tercümanı olan Reisicumhurun şahsında kurdukları hükümet erkânı yapacaktır. Halkın yarısından fazlasının iktidara getirdiği; söz sahibi, üstlerin mesuliyetidir. Tabanın beklentisi olur lakin tavanın topu başka mecralara atmanın kıymet-i harbiyesi yoktur.
İşin özü en fazla yüzde yirmi dilimlik azınlık yüzünden bu nesli medeniyetinden,inancından kopuk yetiştirmek; cinayettir, yazıktır, günahtır!...
Sözlerden adeta karnı şişen ve vazgeçilmezi inancı olan, tek gayesi medeniyet tasavvurunu tatbik etmek isteyen mahzun halk icraat ister… Allah için şahitler olmak ister!!!
Kalın sağlıcakla…