• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bismihi Teâla                                                                                                            

  Gün geçmiyor ki gerek bireysel gerek toplumsal yönden, necis zalimlerin zulmüne maruz kalan Müslümanlar olmasın!

   Her birinin varlığı insanlık için adeta bir nimet olan bu inananlar bugün zalimlere tutsak olmuş durumda!

  Kimisi zar zor gündeme düşerken kimisi gündeme bile düşmeden bu hayattan göçüp gidiyor!.. Velhâsıl her birisine reva görülen, yüreğimizi dağlayacak türden!!!

İşte bunlardan biri de Pakistanlı Dr. Afiye… Merhum İkbal’in diyarından!

  Bu mümine kadını zalimlerin hedefine koyduran faktörlerin başında ne gelir?

Dr. Afiye, tıp öğrenimini Amerika’nın nitelikli üniversitelerinde 10 yıl gibi uzun bir emek ayırarak nörolog uzmanı statüsüne çıkan Pakistanlı bilim insanıdır…

Varlıklı, kültürlü, refah seviyesi yüksek bir aliden gelmesi; dünyevi olarak bu zenginlik; onu hiçbir zaman dünyalık etmiyor. Çevresine karşı duyarlılıktan, dert ve dava sahibi olmaktan kopartmıyor!

  2003 yılındaKüresel Haydut ABD’nin silahlarını etkisiz hale getirmek için program geliştirdiği yalanıyla kaçırılıyor. FBI’ın kayıtlarında kadın dahi’ diye tabir edilen bu mazlum insan, hem fenni hem de dini yönden kendisini azami derecede geliştirmiştir.

  2003 yılında annesini görmeye geldiği memleketi Pakistan tarafından yakalanır, ABD’ye servis edilir. Alıkonulduğunda biri bebek en büyüğü 4 yaşında olan 3 çocuğuyla derdest edilir. Kendisinden ve çocuklarından yıllarca haber alınamıyor. Ancak 2008 yılında mahkemeye çıkarılır ve o günden bugüne akıl almaz işkencelere maruz kalan bu mazlum Müslüman, 19 yıldır zalimlerin hapishanelerinde yaşam mücadelesi veriyor…

   Belki de onu en çok resmeden, yapılan zulme şahitlik eden Guantanamo Hapishanesinden 2005 yılında çıkan İngiliz Muazzam Begg’in günlüklerinde gündeme gelmesidir… O günlüklerde şu ayrıntılara yer veriliyor 650 numaralı mahkûm, işkence, tecavüz, dayağa maruz kalan, tek kadın olması sebebiyle tuvalet ihtiyacını da erkekler tuvaletinde ve onlar önünde gidermek zorunda kalan biriydi…” Bu başlı başına uğradığı işkenceleri gözler önüne seriyor.

  Öğrencilik yıllarında etkin olan bu mü’mine kadın, yerel hapishanelerde mahpus olan Müslümanlara Kur’an ve diğer İslami kitaplar ulaştırmak için ciddi organizasyonlarda rol oynar. Bosnalı yetimlere yardım toplamak için ciddi emek sarf eder… Kaderin cilvesine bakın bu gayretkeş hafız mümine bugün zindanda. Elinde Kur’an ve beden sağlığı zor halde mahpushanelerin karanlık mahzenlerinde iki büklüm, yorgun ve onurluca imtihanını vermeye devam ediyor...(Allah sabır versin, yardımcısı olsun, özgür kılsın…)

   Emperyalist haydut; bilim, ilim, feraset gücü yüksek zenginliklerimizi görmeyedursun, duymayadursun tüm hinlikleriyle etkisiz hale getirmek için bütün imkânlarını seferber eder. İran asıllı ve  farklı coğrafyalara mensup pek çok bilim-ilim Müslüman şahsiyetleri ya gasp etmiştir ya tutsak etmiştir ya da suikastlara kurban etmiştir!..

  Mesela küçük yaşlarda gözlerini kaybetmiş ve 25 yıl Amerikan hapishanelerinde tutuklu bulunan Mısırlı Şeyh Ömer Abdurrahman… Sayısız hastalıklarla boğuşmasına karşın insanlık dışı işkencelere eyvallah dememiştir ve nihayetinde zindanda hayata gözlerini yummuştur. Yani Rabbine ram olmuş rabbanileri zalimlerin zulmü; inançlarından koparır mı hiç?..

  Gündeme getirilsin ya da getirilmesin zalimlerin hapishanelerinde pek çok muvahhid var. Her ‘Müslümanım’ diyen kimselerin mevcut yetki ve etki boyutuyla mesuliyeti yok mudur yaşanılanlara karşı..?

 Kalın sağlıcakla.