• DOLAR 34.548
  • EURO 36.027
  • ALTIN 3008.402
  • ...

Bismihi Teâlâ

Doğrusu batı patentli, yapay, geniş değerleri ihtiva eden özelleri bir güne sığdırmak benim için hususi bir anlam ifade etmediğini belirteyim. Sevgililer günü… Âşıklar günü… Yaşlılar günü… Zira batı medeniyeti çıkar, menfaat ilişkisi üzerine kuruludur. Böyle bir kültürün ahlakı, felsefesi, sekülerdir. Başka deyişle aklı kutsadığından yaşamın fiziksel alanı ile ilgilenir. Başka değerleri işin içine katmaz. Pragmatist anlayışla hareket ettiğinden getirim ilişkisi üzerine kuruludur. Dolayısıyla oltasını atar, kumanyası da yumuşak oldu mu avlananlar eksik kalmaz. Yani bamteline dokunur, ne yazık ki alıcısı da pek çok olur…

Senenin bu günlerini kendisine idol olarak gören anlayışların esprisi;

 -SORU BİR: Yaşamın kendisi, hayatın temerküzü niteliğindeki değerlerimizi sadece bir güne hapsetmek kolaycılığına kaçmak değil midir?

-SORU İKİ: Her gün yaşatılması gereken; insan için hayat memat işlevi gören edimleri dar bir kalıba sokmak bir an da olsa güya vicdanı rahatlama refleksleri değil midir?

Bana göre hariçten bize ithal olunan bu tür günlerin arka zeminindeki düşünce budur…

Batı için;

-BİR: Aileden, sıla-i rahimden yoksun batı için bu tür romantizm yönelişler belki kabul edilebilir.

-İKİ: Anne o kültür için özel olarak bir gün anılıp, değer atfedilebilir.

-ÜÇ: Metafizik ötesini düşünmeyen batı için bu günler doğal görülebilir.

-DÖRT: Kapital çarkın mühendisliğini yapan sermayedarlar için bu; alışılagelmiş bir adet olarak normal görülebilir.

Fakat her iki âleme talip olan İslam medeniyetinin mensubu olan bizler için;

-BİR: Salt bir günden çok, günlere egemen olan ‘’hak’’ mefkûresi vardır.

-İKİ: Değerleri dar kalıplara değil, geniş kalıplara yayma anlayışı baskındır.

-ÜÇ: Yunus’un diliyle yaratanı, yaratılandan ötürü sevme inancı hâkimdir.

-DÖRT: Gönül almak, küçük bir çiçeği sunmak için senenin bir gününü beklemek değil, tüm anları ganimet görme nazarı vardır.

  Sonuç olarak medeniyetimiz hayatın her anında anne-babaya iyilik etmeyi öncelik kılar. Anne babaya isyanı en büyük günahlardan sayar. Aciz, biçare anlarında onlara ‘’of’’ bile demeyi kerih görür ve bundan sakınmayı şiddetle öğütler…

Adam Allah resulüne gelerek “Ey Allah’ın Resulü, insanlar arasında iyi davranmama en çok layık olan kimdir?” diye sorar:

Peygamberimiz “Annendir.” buyurur.

Adam “Sonra kim?” der.

Peygamberimiz “Annendir.” diye yineler

Adam “Sonra kimdir?” der.

Peygamberimiz yine “Annendir.” diye tekrar eder.

Adam “Sonra kimdir?” diye sorunca:

 Peygamberimiz bu sefer “babandır.” diye yanıt verir.

  Kısacası bu günler karşısındaki tavrımıza bir ayar verebiliriz, batı kültürünü canlandırma adına değil belki de ‘’anne hakkı’’ minvalinde tefekküre yorabiliriz… Yoksa hediye alabilecek yılın tüm günleri nefesimiz yettiği sürece emrimize amade… Hayırlı ramazanlar.

Kalın sağlıcakla…