• DOLAR 34.534
  • EURO 36.215
  • ALTIN 2968.313
  • ...

Bismihi Teâla                                                                                                                   

Emperyalistlerin bu coğrafyada İslami kimliğin silinmesi, kökünün kazınması için özellikle son 200 yıldır yoğun bir faaliyetin içinde olduklarını görmek zor olmasa gerek. Dış ve iç mihraklarca koskoca bir çınar devrildi... Cumhuriyetle yön değişti… Ardından medeniyet ve kültürel dinamiklerimiz çatırdamaya başladı… Dolayısıyla temelde halk ile inancı aleyhine çalışan siyası güç arasında sürekli bir çatışma çıktı. Diğer deyişle teb’a ile devlet yönetimi arasında uyumsuzluk baş gösterdi. Kendilerini bu memleketin asilleri gören laik, Kemalist, militarist güruh tarafından son 100 yıl içerisinde irili ufaklı onlarca darbeyle temelde halkın inancı bastırılmaya çalışıldı… Tabi ki Cumhuriyet öncesinde de var bu tür darbelerin serencamı…

Bu halk nasıl ki en son 15 Temmuz 2016’da FETÖ eliyle yapılan darbeyi unutmayacaksa, aynı şekilde 22 yıl önce adına “post modern” dedikleri 28 Şubat askeri darbeyi de unutmayacaktır. Zira her darbe girişiminde tokmağı kaldıran el hep aynı eldir. Zira üst akıl zaten yabancıdır… Sadece görev taksimatına muhatap kılınan figüranlar değişir…

O halde 28 Şubat post modern darbesiyle neler yapıldı?

Bir: 28 Şubat inanca olan kinin zirve yaptığı anlayışın adıdır. Hatta başı çeken paşalar ‘’Etkisi, yetkisi 1000(bin) yıl sürecek dediler’’ kibirli halleriyle…

İki: Siyasi ayak “Siyasi hayatıma mal olsa da…” demekle darbenin yılmaz bekçileri olduğunu gururla deklare etmenin hesaplarını yaptılar…

Üç: Dine karşı olan hızlarını alamayarak, memleketin vatandaşına burayı terk etmelerini dayattılar.

Dört: Okullarda Allah, Peygamber lafızlarına tahammülsüz tavırlarda öyle ileri gittiler ki, dini eğitimi veren kurumların kapılarına adeta kilit vurdular… Kapısına yanaşanları bir bir fişlediler.

Beş: Katsayı zulmü ile meslek okullarına getirilen kısıtlama, İmam Hatibin dindar nesillerinin önünü kesmenin ötesinde, bu ülkenin sanayisini ayakta tutması gereken genç beyinleri de bir kalemde silip attılar.

Altı: Halkın hür iradesiyle devlet yönetimini eline geçiren Merhum Erbakan iktidarına gayri meşru bir şeklide yapılan darbedir 28 Şubat!

Yedi: 28 Şubat sadece dindara, başörtülüye, sakallı Müslümana vurulan darbe olmakla değil, eğitime yapılan en büyük ihanet olarak da tarihteki yerini alacaktır.

Sekiz: Kısacası halkın inancına yapılan ihanetin, zulmün resmidir 28 Şubat post modern darbesi!

  Peki, sonuç ne oldu? Beşli çete siyasi güç, medya, iş adamları gibi yelpazenin akıbeti ne oldu?

Sonuç Bir: Kibirli zihniyetin iddia ettikleri gibi, böbürlendikleri darbenin etikleri bin yıl sürmedi.

Sonuç İki: Gerçekten devlet yönetimini kumar sanıp, caka satan malum zatın hayali gerçekleşmeyip; siyasi hayatına mal oldu bu gidişat…

Sonuç üç: 28 Şubatçıların hayatlarını kararttıklarını zannettikleri insanlarımız şimdi TBMM ve devlet yönetiminin çeşitli kademeleriyle birlikte, üniversitelerde; rektör, dekan, öğretim üyesi.

Sonuç Dört: Ekonomik olarak ülkenin kaynaklarını küresel güçlere peşkeş çekip IMF bataklığına mahkûm ettiler.

 Toparlayacak olursak halkın inancına, dinine savaş açanlar kaybetmişlerdir. Dünyalarını karartmışlardır… Ahiretlerini ise tehlikeye koymuşlardır…

Her ne kadar adaletten yoksun mevcut hukuk sistemiyle yargılanmaları söz konusu olmadıysa da hesap gününde yargılanacakları hususunda inkâra mahal var mıdır?..

  Dolayısıyla Müslüman coğrafyada, Müslüman toplumda Müslüman’ca yaşamayı suç telaki etmek asla kabul görmeyecektir…

  Kalın sağlıcakla…