• DOLAR 34.553
  • EURO 36.154
  • ALTIN 2967.62
  • ...

Bismihi Teala

Adı darbe, kimliği cunta olan Mısır yönetimi en son 9 ihvan gencini daha idama mahkûm etti…

İdama giden gencecik fidanlardı… Yaşları 20’li,25’li civanlardı… Adları ‘’Ahmet’’, ‘’Mahmut’’, ‘’İslam’’, ‘’Abdurrahman’’ olan iman etmiş gençlerdi. İzinde gittikleri Şehit Hasan el Benna gibi Şubat ayında şahadete yürüdüler. Düğünleri şehadet oldu bu gençlerin… Ahmet Taha biricik bebeğini kucağına alamadan göçtü Cenneti ala’ya. Tağuti güçler, gayri meşru yönetimleriyle kendi saltanatları için kadın erkek, çocuk genç, büyük küçük demeksizin zulme itaat etmeyeni katlediyorlar!.. Darbeci Sisi, efendilerine şirin görünmek için gitgide tiranlaşıyor. Geçmişten günümüze zalimler zulümlerine meşrutiyet kazandırmak için arsızca dayanak bulmada mahirdirler… Hani ‘’minareyi çalan kılıfına uydurur’’ diye bir söz var ya…  Fakat şu var ki, geçmiş zamanlarda belki bu tür malzemeler büyük ölçüde işe yarardı. Ama günümüzde teknolojinin maharetiyle uzun sürmeden halklar film fırıldakların farkına varmaları uzun sürmüyor. Kamuoyu hatırlayacaktır bundan bir, iki ay önce mülteci ihvan genci havaalanında cellâtlara teslim edildiğinde görüntüler hemencecik sosyal medyaya yansımıştı. e tabi ki bu tür ağlarla halklardaki farkındalığın oluşması, tepkilerin artması açısından önemlidir… Tek değişmeyen, zalimlerin öteden günümüze kendilerine boyun eğmeyen kimselere karşı hükümlerinin belli olması… Başka deyişle kararın inceleme ve yargılamadan önce verilmesidir… Gerisi ‘torba dolsun’ misali malzemelerdir. Yani asıl olan suçluyu bulmak değil, bir suçu bahane edilerek önceden hedef tahtasına kondukları şahısları toplayıp katletmektir… Gözde, bilinen, şan şöhret kişilerin pili bitince pime basıp ayak oyunlarıyla ortadan kaldırılır… Sonra cadı avı başlatılır, sözde failler servis edilir… İşte öz olarak senaryo, bundan ibaret.

Dokuz genç dünyanın gözü önünde idam sehpasına götürülüyor. Bunun öncesi de var:

Madde Bir: Bu dokuz civanmert akıllı, şuurlu bilinç düzeyleri yüksek kişilerdir. Özellikler seçiliyor. Zaten Tağuti güçler kendi saltanatları için tehlike gördükleri kişileri yok ederler…

Madde iki: Bu gençlere akıl almaz işkenceler uygulanıyor. Şuurları kaybolan dek… Dolayısıyla şuurunu kaybeden kişiye formalite icabı ifadeler alınıyor.Derin cinayetlere malzeme,kurban aranacak ya!.. İdam edilen gençlerden ‘’Mahmud el Ahmedi’’ ile ‘’Mahkeme Reisi’’ arasında geçen diyalog, aslında her şeyi anlatmaya yetecek türden:

‘’Mahmut: Göklerin yargıcından yerin yargıçlarına veyl olsun…

Yargıç: Fakat sen suçunu itiraf etmişsin Mahmut.

Mahmut: Bana o elektrik düzeneğini getir seninle bir odaya geçelim, vallahi Enver Sedat’ı öldürmüş olduğunu itiraf ettiririm. Bize Mısır’a yirmi sene yetecek kadar elektrik verildi.’’

Bu ifadeler ışığında hukuktan bahsedilir mi?.. Araştırıldı mı, inceleme başlatıldı mı?.. Hayır, tek celsede idama götürüldüklerini görüyoruz.

 Zalimler kendi kanlı gömleklerini mazluma zorla giydirdiklerini 28 Şubat ‘’post modern’’ darbeyle yaşadığımız coğrafyada da hassasiyet sahibi kimi Müslümanlar çok ağır ödedi… Özellikle kimi kesimler ziyadesiyle ödedi, ödüyor… Çeyrek asırdır zindanların dört köşesinde yıllarını eskittiler,17’li 20’li yaşlarda hüküm yiyen bu civanlar şimdi 40’ı geçkin yaşlarda; masa başındaki senaryolarla, bilumum işkencelerle ifadelere cebren imzalatılan davarın muhataplarına müebbetler, ağırlaştırılmış müebbetler türünden cezalar verildi. Tüm bu olanlar daha tazeliğini korurken,doğrusu bunun hesabı nasıl verilecek diye sormadan edemiyor insan?.. 

Aktörler hep aynı, senaryolar da benzer. Bu fani dünya da herkes vazifesiyle meftun… Kimi haddini aşarak kimi de mazlum. Bugün Mısır’da keyfi bir şekilde uygulamalar alıp başını gidiyorken ümmetin suskunluğu vebal değil midir?

Kalın sağlıcakla…