• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Bismihi Teâla

Günümüzde aile kurumunun otoritesi giderek etkisizleşiyor. Elbette bunun pek çok nedenleri vardır. Ebeveynler kendi penceresinden haklı olduğunu iddia ediyor, çocuklar kendince daha haklı olduğunu ileri sürüyor… Nasrettin Hoca`nın; varlığı elinden alınan ev sahibesiyle hırsız karşısında takındığı tavır misali ‘`Bir yandan ev sahibesine sen haklısın, öte yandan hırsıza sen de haklısın…`` türünden bir gidişat söz konusu. Ama ortada bir realite vardır, o da aile kurumunun git gide aile bireyleri üzerinde vakarının azaldığıdır…

Hâlbuki dünya yeni asra-21.asra- ne hülyalarla girmişti. Milenyum asrı denilen yeni bir çağı telaffuz ediyorduk. Batı patentli olan algımız öyle hülyalar odaklanmıştı ki:

Bir: Yeni milenyumla birlikte acılar sona erecek…

İki: Yeryüzüne özgürlük, eşitlik, adalet hâkim olacak…

Üç: Teknoloji sayesinde dev gelişmeler yaşanacak, insan adeta cenneti yaşayacak…

Hıristiyanlar için Milenyum; Hazreti İsa'nın bin yıllık bir zaman diliminde dünyayı yönetmek amacıyla geri döneceğine inanılan bir dönem demektir. Hatta yalancı mehdiler bile türedi…İslam görünümlü batı formatlı tacirler..!

Kısaca Milenyumun üzerinden 19 yıl geçti bu hayaller gerçekleşmedi. Tam tersine bu güzel dünya küresel güçlerce adeta cehenneme dönüştürüldüğüne tanıklık etmekteyiz.

Şu var ki iletişim ve bilgi ağındaki ilerlemeyle dünya adeta  ‘`Global bir köye`` dönüşmüştür. Hakkını vermek lazım Globalleşen dünyada tabiri caizse uzak yakınlaşmıştır. Diğer deyişe kilometreleri bulan devasa alanlar daralmıştır. Fakat bu durum karşısında kalplerin ve gönüllerin yakınlaştığını söylemek güçtür.

Güncel kaynaklara göre 2000 yılından itibaren dünyaya gelmiş bireylerin oluşturduğu nesile Z kuşağı deniyor. Tamamıyla teknolojinin hâkim olduğu bir çağda doğmuş olmaları sebebiyle teknolojiyle oldukça iç içe yaşayan bu jenerasyona, “internet kuşağı” adı da veriliyor.

Milyonlarca yazılım hilesi, tablet, bilgisayar, akıllı telefonlar… Bütün bu teknolojik figürler bu kuşağı belki de donanımlı hale getirebilir. Fakat eğitimin başka bileşenleriyle harmanlanmayınca farklı profiller ortaya çıkar. Yapılan son tahlilde bireylerin kazandıkları donanımlar onları mutlu etmek yerine gerginleştirdiğini, tatmin etmediğini ve sonunda ortaya çıkan mutsuzluklarla kendisini gösterdiği görülüyor.

Dolayısıyla bu kuşak her şeyi kolay elde etmek istiyor. Daha açık ifadeyle kendi istek ve arzularını konumlanmadığı için, başkalarının ne yaptığını sürekli izleme arzu içerisindedir.

2000 öncesi jenerasyon ile sonrası arasında ciddi farklılıkların olduğu herkesçe malum. Fakat ciddi anlamda birbirlerini tanımama, kabullenmeme, tahammül etmeme gibi haller söz konusudur. Bu da beraberinde çatışmayı doğuruyor. Herkes kendince haklı; peki, hırsızın hiç mi suçu yok?! Nidam şu ki;

Bir: Gençler! Aile en büyük dayanaktır. Her ne kadar siz başka bir çağın ferdiyseniz de, çınar gibi geniş aile büyüklerinin engin tecrübeleri önemsenmelidir.

İki: Hiçbir aygıt insan mefhumunun önüne geçmemelidir.

Üç: Sosyal mecralardan kopmayın, Geniş dünyayı kendimize dar etmeyelim.

Dört: Ebeveynler olarak biz çocuğumuzu Hz. Ali(r.a)`nin deyişiyle kendi bulundukları çağa göre yetiştirmenin en doğru yollarını bulalım. Bu konuda kendimizi yetiştirelim ve çocuklarımızı doyuralım.

Kalın sağlıcakla…