• DOLAR 34.583
  • EURO 35.996
  • ALTIN 3010.215
  • ...

Milletim tüm insanlık vatanım tüm dünyadır

Nazarımda üstünlük soy sop değil takvadır

Dinden imandan yoksun kardeşe kardeş demem

“Ancak müminler kardeş” İlahi bir nidadır

Birkaç ay evveldi sanırım, küçük oğlumla Hayat Bilgisi dersi için soy ağacı ödevini yapıyorduk. En altta kendi ismini yazıp fotoğrafını yapıştırdık, yanına abisini ve ablasını ekledik.

Sonra üstte ben ve eşim. Ders kitabı, Cumhurbaşkanımızın üç çocuk politikasından olacak yanımızda iki kutucuk daha bulunduruyordu. Gerçi biz sekiz kardeş, eşim yedi kardeşlerdi; ama mecburen ikişer kardeş yanımıza ekledik. Çocuğa birer amca, dayı, hala, teyze yazdık. En üstte de dedeler ve nineler…

Derken geçen hafta e-devlet, soy ağacı diye bir hizmet başlattı. Bu satırları yazdığım pazar sabahı itibariyle 8.141.756 kişi e-devlet üzerinden soy ağacı sorgulaması yaptırmış. Siz bu satırları okuduğunuzda muhtemelen bu sayı on milyonu aşmış olacak. Çocukların ve yaşlıların böyle bir işlem yapmayacaklarını kabul edersek, soy ağacını merak eden korkunç bir rakam çıkıyor karşımıza, neredeyse Türkiye`nin yarısı.

İşin ironik tarafı henüz toprağın üstünde yaşam süren dedelerine doğru dürüst gidip gelmeyen, hatta öz babalarına dahi hak ettikleri değeri vermeyen pek çok insanın toprağın altındaki büyük büyük dedelerinin peşine düşmeleri.

Merak duygusu deyip bir nebze bu duruma anlayış gösterilebilir tabii ki. Fakat farklı ortamlarda büyük dedelerinin ırkî mensubiyetleri üzerinden bazı laubali tartışmalara şahit olmaktayız.

Kimisi büyük dedelerinin saf kan Türk olmasını bir övünç vesilesi olarak anlatıp durmakta, kimisi büyük dedelerinin Ermeni olduğunu gizleme kompleksine girmekte, hatta e-devletin bu uygulamasının art niyetler taşıdığını ifade etmektedir. Kimisi işi daha ileriye taşıyarak Türk olduğunu söyleyen bazı insanların aslında Türk değil “dönme” olduğunu çirkin bir biçimde dillendirmektedir.

Dönme… Bu ifadeyi oldum olası sevmem. Her ne kadar Türkçe sözlüklerde bu kelime,  başka bir dindeyken Müslüman olan kimse anlamında veriliyorsa da geçmişten günümüze bir hakaret anlamı da çağrıştırıyor ve çoğu zaman hakaret için kullanılıyor.

Yine Kürtçe`de de kafirbav veya bavfılla kavramı kullanılır, Ermeni kökenli Müslümanlar için. Çocukluğumda Battal amca için sık sık duyduğum bu kelimeden de haz etmem.

Oysaki dinimiz ne güzel niteliyor batıl bir dinden hak din İslam`a yönelenleri: hidayete ermek, mühtedi.

Hidayete ermiş bir insan, milleti ne olursa olsun, Türk, Kürt, Laz, Ermeni, Rum, artık o bizim din kardeşimizdir. Değil mi ki ancak müminler kardeştir.  Bir insanın ırk olarak Türk, Kürt olması Müslüman olmasına engel olmadığı gibi Ermeni, Rum olması da Müslüman olmasına halel getirmez. Birkaç yıl önce Müslüman Ermeniler Platformu kurulmuştu mesela. Keşke her geçen gün Ermeni Müslüman sayısı artsa… Bu ancak diğer kavimlerden Müslümanlara mutluluk vermeli herhalde.

Mimar Sinan`ın Ermeni, Rum, Türk yahut Kürt olması ne fark eder? Onu Koca Sinan yapan ırki mensubiyeti değil, bu memleket için yaptıklarıdır. Günümüz için de bir insanı değerli kılacak olan, doğuştan sahip oldukları değil, kavmiyeti değil; Allah için, yurdum insanı için neler yaptığıdır.

Evet, ben henüz e-devletin soy ağacı uygulamasına bakmadım, bakmayı da düşünmüyorum açıkçası. Merhum babamı ve dedemi gördüm. Büyük büyük dedem Türk olsa ne olur, Ermeni olsa ne olur?