Halepçe’yi Gezerken-2
Halepçe’yi görmek; mastır üzerine doktoram oldu! Siz de mahrum kalmayın, nasiplenin!..
Ümmeti hatta dünyayı yönetmeye çalışan; çözüm önerileri dayatan etkili ve yetkili kurum, camia, cemaat ve zevatın; başucundaki Hiroşima olan Halepçe Katliamı ve Soykırımı’nı duymama ayıbından, suç ve günahından kurtulmaları için Halepçe’yi görmeleri şart! Kerbela’nın komşusu o cennet diyarı; şirin, mert, zarif canların yurdu…
Zaho’dan Halepçe’ye gezdiğim her karış toprak bir idamın, infazın, toplu göçün şahidiydi. Saddam gibi nice zalimlerin kıyımından kaçan binlerin, yüzbinlerin hareketini okumuştum. Şimdiyse bizzat görüyorum. Toplu göçlerin, katliamların… yaşandığı dağlar, ovalar... Halepçe; Hiroşima’dan sonraki en büyük kimyasal kıyımın taze hatıraları…
Katliamda kullanılan araçlar Halepçe Müzesinde sergilenmiş… Soykırımın faili uçak, gaz kovanları, top, tanklar… can yavrusuna sarılan Ömer Hawar’ın yanıbaşında dizilmiş! Dokunuyorum!.. Yumrukluyorum ama nafile!
Uçaklar kimyasal zehir atmış! Maktul Müslüman, katil de Müslüman-mış! Keşke Yusuf’u yiyen kurtlar misali yalan olsaydı ama doğru!
16 Mart 1988 genelde dünya, özelde Muhammed Ümmeti için kara gündür! Alındaki silinmez lekedir!
**Teklif ediyorum! İnsanî, İslami, vicdanî “yerel, bölgesel ve küresel bir görevdir!”
“16 Mart Halepçe Katliamı ve Soykırım Günü” olarak kabul edilsin ve anılsın! BM kayıtlarına katliam ve soykırım olarak geçen Halepçe, Müslüman Meclislerde soykırım olarak kayda geçsin!
Kaydedilsin ki; Kürdistan’da sürdürülen operasyon ve nice faaliyetler avamın nezdinde, Kürtlerle alakalı değil, “terörle mücadele..” olduğu anlaşılsın! Yetkili ve etkililer; “teröristan..” dediğinde “Kürt ve Kürdistan” değil “emperyalist istihbaratlardan ihale alan bölücü, yıkıcı, işbirlikçi terörist/eşkıya..” anlaşılsın!
“Ey Ümmet-i Merhume!” Avrupa ve Amerika’daki devletlerde de katliamlar oldu ama akabinde “özür dilendi; saygı duruşları, anma günleriyle mağdurlara iade-i itibar(!)” yapıldı.
Çok mu zor? Ret, inkâr, asimilasyoncu asi, ayyaşların(!) yanlışlarını, suç ve günahlarını mucitlerinin gömüldüğü yere gömelim! O bilgi, birikim, iz’an ve imana sahibiz! O kadrolarımız var elhamdülillah!
Halepçeler yaşanmamalı ancak gezdiğim Ümmet coğrafyası -ağzım kurusun- nice Halepçelere gebe gibi. Bakıyor, görüyor, ürküyorum!...
Eskiler yap(a)madı, bizler başarabiliriz! Wesselam.
HİSSE
1-Soykırım ve katliamlar; dünyanın birçok yerinde olagelmiştir ancak dert ve ders olmaları önemli!
Ders: Kimisinde bizatihi soykırımcı hükümet ve başkanları özür dilemiş. Kimisinde faillerin bilgi ve birikimi, gurur ve onuru.. yetmemiş de bu canilerin varisleri özür dilemiş. Vekâleten…
Mesela İspanya, Almanya, Şili… bilahare özür dile…mişler-dir! Yetmez ama güzel!..
Öyleleri de vardır ki soykırımcılar; “şerif, şef” unvanı almış! Yetmemiş iş bu zevat yerli ve millî kaydedilmiş hatta “efsane ve masallarla teçhiz edilmiş!” Be’dehu Drakula ve Kazıklı Voyvodalar özel kutlamalarla milli kahraman olarak dayatılmış!
Bunların başında Siyonist Terör Şebekesi gelir! *Diğer(ler)i mi? Ekser Ümmet-i Muhammed bunların tutsağı… Tanırsınız!...
Te go çii?… Himm? Mi go hirç(ayı)! Bize ne! Sawar e germ e, .. ye nerm e lo!
2-Aşırı Dinci Terör… Gazze katliamı onuncu ayına yaklaşırken meydana indi nihayet(!)
Dört kitab’ın laneti siyonist’e, ABD’ye, Budist’e karşı değil tabi! “Siyonist Yahudi’nin birine hiç-olmazsa bir tokat” demek istemiyorum ama Türkiye’de Suriyeliye, Suriye’de Türk tırlarına saldırı…
Çok tanıdık! Hin.. işi!.. Takke düştü kel göründü. Neyse ki artık yüzlerce tekrarla oynanan bu hin senaryoları/senaristleri.. biliriz! Siyonist Sermayeli Sömürgeci İstihbaratlar… içimizdeki Paralelleri!.. *Biliriz, tanırız!.. Dert ve ders olsun!
Homay zon kafir kom? Kahrolsun İsrail!.. Başaramayacaklar!...