Bizim Çocuklar Ne Diyor
“Bizim Çocuklar.. Bizim Çocuklar işbaşında.. Bizim Çocuklar başardı..” ifadelerini; emperyalist sömürgeci istihbaratlar, darbeci despotlarımız için kullanır.
Çünkü halkın iradesi, kendi değerleri diye dayattıkları “demokrasi, seçim, sandık, insan hakları..” umurlarında değil. Allah’tan korkmaz, kuldan da utanmazlar!...
Otuz Yıl, Yüzyıl Savaşları, dünyaya yaşattıkları iki dünya savaşının ağır bedelleriyle oluşturdukları BM yasaları, Lahey Adalet Divanı, demokrasi, barış.. da helvadan putlarıdır.
Kapitalist-Siyonist Sermaye; 2024 yılında Cahiliye Devrini yaşıyor!.. Bu yüzden, döner, her defasında da bu ilahlarını yerler!..
Peki, bunlar kimdir veya nedir?
Gerçek Hıristiyan desem olmuyor. Yahudi’ye de benzemiyorlar çünkü Yahudiler, savaş dursun diyen Beyaz Sarayı da bastı(!) Müslüman zaten olamazlar..
Beşerî-batıl dinlere bakıyorum. Buda’nın, Tao’nun, Konfüçyüs’ün öğretilerini kutsayan klasik Cahiliye erbabına da benzemiyor!..
İnsan gibi konuşur, insan değil. Hayvan gibi beslenir, hayvan da değil. Değerleriyle yerde sürünür sürüngen-haşerat da değil. Yürüyüşü, fiilleri kabanın da ötesinde ama dinozor değil! Sinsice bulaşır virüs değil.
Komünist imkansız. Faşist diyecem ama ifrit, çok zeki!
Ben Kadim Cahiliye’nin zulüm, küfür ve şirki derim. Sen, başına “post modern” kavramını ekle ama az bekle!
İnsan suretindeki Şeytandır bu! Terör örgütüdür ama israil derler. O kalenin burcunda Siyonizm, iç kalesinde de çocukları var!
Küfür, şirk, ret ve inkar, işkence ve zulmün zirvesi!.. Kan ve gözyaşından beslenir!
Vietnam’a o girdi. Ruanda’da milyonları kırdı. Ortadoğu’yu, Afganistan’ı kana buladı ama neticede kalan tek dişiyle ininde yalpalıyor!…
Tek dişli, tek gözlü, topallıyor!.. Ebu Ubeydeler peşinde!..
Belimizi bükmüş, iflahımızı sökmüş ama artık onun da işi zor! Çıldırmış!.. Kendi çocuklarını yiyiyor!
“Dün Gece yani O Gece; 7 Ekim 2023’te bir gece ansızın bir şey oldu. Bir şey ama aslında çok şeyler oldu İnsanlar!..
Müjde!.. Bizim Çocuk doğdu! Bizim Çocuğun kardeşleri de doğdu! Afrika’da, Avrupa’da, Firavun’un Beyaz Sarayında…
Çağdaş Firavunların sarayında belli ki Musa doğdu! Asası, hırkasıyla Firavun’un sarayına yürüyor! Artık sarayın içinde!
Firavun’un yakasından düşmüyor! Hesap soruyor!
Zilletin deryasındaki İslam Diyarının Gazze’sinde izzetin sancağı!.. Dağlar, taşlar, tüneller, hayvanlar, haşerat… imdada koşuyor!..
Sinek yine Nemrud’un beyninde! Kemiriyor… Bizim çocuklar her yerde! Haydi, sıra sende!
Baksana; Paris sesleniyor: “Gazze! Sorbon seninle!” Kolombiya sembol oldu! Mafyalı Texas Üniversitesi; “Çatlıyor, yırtınıyor.. yokuşu sökmek için!” Harwerd, Chicagıo, De Paul, Princeton… tekmil 140 üniversite ayakta!
Suphanallah!.. Elhamdülillah!.. Vahyin Anakarasında; sabır, sebat, cihad ve şehadete yeminli bir mirasın varisleri “atalarının diniyle övünedursun!” Atı alan Üsküdar’ı geçti! Dost kervanı; Bor’un pazarı da geçti!..
“Hakk’ı seven, kınayıcıların kınamasından korkmayanlar..” ayağa kalkmış; susmuyor! “Hayır.. yanlıştır!” diyor. Firavunun ülkesinde Musa; “sihri bozuldu! Oyun bitti! Game over..”
Mera ve çayırlarımızda semirenler bir de cahillerimiz suskun! Garbın Üniversiteleri Firavunî Saraylara yürüyor!..
Öğrenciler yürüdü! Hocaları da yürüdü, yürüyor! Ters kelepçelerle tutuklandılar! Yaka paça süründürüldüler! İşkenceler gördü, sorgulara, hapislere atıldılar, atılıyorlar!...
Sen de yürü Müslüman! Yürüyelim insanlar!..
Bunlar bizim çocuklar. Bizim yapamadığımız çok şeyler yaptı! Daha da yapacaklar! Afrika’da Kunta Kinte’nin çocukları da özüne dönüyor! Fransız, İngiliz, Amerika’nın askerleri kovuluyor! Afrika, anadiline, özüne, zenginliklerine kavuşuyor!..
Bunlar bizim çocuklar! Başaracaklar! Başardılar bile! Görüyorum Gazze’den bakınca!
Bu dünyayı, bu üniversiteleri sen ayağa kaldırdın! Sen başardın; diren Gazze! Vur HAMAS, Direniş Cephesi!.. “Nesrun minellah we fethun Karîb!” Vesselam