• DOLAR 34.654
  • EURO 36.472
  • ALTIN 2929.319
  • ...

Dünya, Rabbimin mülkü, herkese yeter ancak kimisine pek dardır.

ÂDEM mi? İmtihan bu ya! Şeytan’ın aklına uydu.  Bu yüzden uzayın derinliklerinden, cennetin nimetlerinden kovuldu. Bir uzaylı olarak dünyaya indi.  Ademoğlu, tövbe-i nasuhla uslanacağına başına bela olan aklıyla, aciz araçlarla tekrar geldiği uzaya yöneldi. Beyhude dolandı… Her defa top misali dünyanın başına indi..

Düzelteyim dedikçe bozdu, bozdukça bozdu... Hüküm belliydi ama isyan pahasına hükümler koydu. Aynı akılla yasalar, anayasalar yaptı. Yapmakla kalmadı, dünyaya dayattı..

Derken; “Kendi elleriyle yaptıkları yüzünden dünyada düzeni bozdu!”

Zaten en cahildi, en zalimlerden oldu! Eliyle dokunduğunu bozdu, gözüyle gördüğünü istedi. Ayağıyla bastığını kirletti.

Cilve-i İlahî…

İnsan durmadan değişti, dönüştü. Dönüştükçe dönüştü... Yaratılmışların en şereflisi olmanın ruhsatı elindeyken, Esfelessafiline düşeni daha çok oldu. İnsan için değişmeyen tek şey vardı: değişim.

Kardeşlerim kusura kalmasın işte bu insanı, hayvan kimliği üzerinden tanımlayacağız. Kastım hayvanları tahkir değil. Hayvanlar, hayatımızın olmazsa olmazı. Bizim gibi hayat hakları kutsaldır, bizim gibi dünyanın hissedarları… Onlar da kusura kalmasın(!)

Bazı insanlar şudur demek istemiyorum; ama eşleşmelerde kimlikler çakışırsa da sorumluluk kabul etmem biline! Her hayvan; bir başka hayvanın, başka bir türün veya kendi türünün sömürgesi olma veya bizatihi kendisi bir sömürgeci olabilir. Maalesef dünya böyle! Tanımsız hayvanlar(!) da var ama onlar değerlendirmemizin dışında. İşte:

İnek: Etinden ve sütünden faydalanırlar. Mesleği; yer içer, doğurur… İradesi sorulmaz, kendisi de neden, niçin… demez. Verileni yer, istenen yere gider veya götürülür. Süt, et, yavru.. verir. Vatandaş derler ama ben o işlere karışmam(!).

Buzağı: İneğin yavrusudur. Anası gibi danası olur. Macerası, ineğin hayatının tekrarıdır.

Öküz: İnekten doğmuştur ama kıdem ve derece bakımından yükseklerdedir. Kabadır, boynuzları daha uzun, sivri ve tehlikelidir. Çok laftan anlamaz ama kızdırmayacaksın! Aklı belli, fikri belli, siyaset meydanının paletlisidir. İneğin doğurduğu danaların terfi etmiş olanıdır ancak pek az dana öküz mertebesine erer. Bu yüzden kıymetlidirler.

Diğer türlerden “ayı, deve, fil, manda” da öküz kategorisinde değerlendirilebilir. Bunların da makamları müstesnadır. Bu yüksek makamlar aslında mamutların, dinazorlarındı; ama onların nesli tükendi; Firavunlar, Nemrutlar gibi(!). Hêdî varikên nû rabune, hêkê hesinî dikin! (Demirden yumurtlayan yeni tavuklar artık çıkmış).

Eşek: Merkep de derler. Arpayla beslenir, yay gibi gerilsin, kavi olsun, yük taşısın diye. Bela olarak kendi aklı kendisine yeter ancak en mağdur hayvanlardandır. Seçim, sandık, oy kavramlarının bilinmediği dünyaları olduğu için hep öteki olarak muamele görürler. En önemli kusurları; ilkbaharda bir de karınları doyduğunda bir şarkıları var, onu seslendirmeden duramazlar. Asıl belaya da o zaman girerler. Otladıkları tarlanın sahibi o şarkılarını duyduğunda, “yine bizim eşek..” der. Tarlasından kovmak için esaslı bir dayak çeker! Niyeti halistir ama başkaları onu kötü okur, ağır ceza keser! Masumdur ama genelde yargısız infaz edilir.

Katır: Adaletsiz, soysuz, güvensizdir. Babası eşek, anası attır. Arkadan gideni tekmeler, önden gideni dişler. Küfürlü konuşan ağızların sakızıdır.

Koyun: En sessiz, en iradesiz hayvanlardan. Sürü kültürüyle hareket eder. İlk hareket edene uyarlar.  Beyinlerinde kurt yetişir.. inekle çok benzeyen yönleri var ama inekten de çaresiz..

Keçi: inatçılığıyla, itaatsizliğiyle bilinir ama suç ve ceza vermek isteyen gücün işine de gelirler. Katırla benzeşen çok yönleri var. Otorite ve güç sahipleri; keçi/katırın karakter ve fiillerini bahane ederek sessiz çoğunluğa yani diğer hayvanlara ağır cezalar verirler. Bunların iş, oluş ve hareketleri kanunsuz olarak nitelenir. İnsan hayatındaki terör, terörist ve operasyonlara teşbih edilebilir. Olmayan zeminlerde özel türetilirler. Keçi ve katır karakterinde yorumlanan canlıların kulağı çınlasın.

Tilki: korkaklık ve cılızlığını kurnazlığı ve sinsiliğiyle örter. Avına da böyle yanaşır. Bu konuda hayli başarılarda da imzası vardır. Mertlik ve şeffaflık aç kalmalarına yol açtığı için alt kişiliğe razı olmuştur.

Kurt: zararın, doyumsuzluğun, fırsatın kimliğidir. Bir koyunla doyduğu halde, sürüyü kırar geçer. Köpeğin atası olsa da vahşilikte köpeği geçmiştir. Leşçi, habis, korsan bir hayvandır.

Yılan-Akrep: İkisi de sinsi ve zehirlidir. Alanlarına hasbelkader giren her canlıyı zehirler, sokarlar. Bunu aşikâr değil, sinsice yaparlar.

Sülük: Alın teriyle değil, vücuduna yapıştığı canlının emeği, kanı ve canıyla geçinirler.

Aslan: Mertlik, cesaret, dobralığın, gücün sembolüdür. İnsan türüne teşmil edilirse artık nesli tükenmiştir. Aslanın davranış ve karakteri de artık canlıların, özellikle de insanların hayatında bitme aşamasında. Aslan karakteri, siyaset hayatında ise tamamen olmayan hatta suç kabul edilen yaftalanmış bir üst kimlik ve karakterdir.

Ders ve derdimiz olsun! Vesselam: