• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Dünyada asgari yüzyıldır kurulu bir düzen vardı. Çok özentili olmasa da hesaplar yapılmış, roller dağıtılmıştı. Herkes hakkına razı olmuş, rolünü de oynamaya çalışıyordu. Dünya; “Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım!” kavlinden geçinip gidiyordu. Hem “Biz ne bilek Beyim, Böyükler zaten biliyordu!”

Kurulu küresel düzenin Anadolu ayağı da bu kurulu düzenin öğretilerini öğretmiş hatta ezberletmişti. “Ne mutlu Türk’üm/ Arap’ım/ Fars’ım… diyene!” ama birden dünyada farklı bir şarkı yankılandı. “Telgrafın tellerini kurşunlamalı? Bilirim bu türkü böyle değildi..” fakat ne olduysa Gazze’den sonra oldu işte!

Sınıf yok, mahalleler harap, şehirler yerle bir ama viran harabeler; mektep, medrese olmuş. Cambridge.. Harvard diyarına şarkısını söyletiyor. Yahudi’nin onurlusu bile Beyaz Saray’ı basıyor!

Diller farklı, renkler, coğrafyalar, imkan ve kabiliyetler farklı ama acı aynı, SLOGANLAR aynı..

“Kahrolsun İsrail/ Amerika/ emperyalizm! AB değil, İslam birliği! Kürecik, İncirlik kapansın! *Merg ber Amrika/ İsrail! *Pray for Palestıne! Bobing children is not self- defense. Gaza! From tehe river to the Sea! All of World are HAMAS! (Bütün dünya HAMAS’tır)

Şarkıların ruhu aynı: Leve Palestina och krossa Sionismen!/ Long live.. Palestine! Crush Zionism! (Yaşa Filistin, kahrolsun Siyonizm)!”

Aslında bu şarkılar, eskiden de vardı ancak sadece vardı o kadar. Daha önce de bu tür sloganları attık. Atıyorduk fakat sadece atıyorduk.

Karşı tarafta; küresel emperyalizm, Siyonist Sermayeli Sömürgecilikte pek bir telaşlanma olmuyordu. Çünkü nerede kızacağımızı biliyorlardı. Kızdıktan sonra nerede duracağımızı da biliyorlardı.

İşin kötüsü, Ötekiler yani bizler her seçimden önce iktidar olacağımızı sanırdık.

Sıkıntı yoktu. Seçim zamanı gelecek. Oy verip Bizimkileri seçeceğiz. Ne sıkıntı olabilir ki(!) Bizden oy almış, bizi dinleyecek. Bizim istediğimiz olacak. Her alanda bizim borumuz ötecek!

Heyhat!.. Her defasında hayal kırıklığı, her seferinde işler bir sonraki seçime kalıyor. Bir sihirli el Bizimkileri değiştiriyor, dönüştürüyordu…

Bu ne illetti İlahi! Xweyîkir bi nanê xwe, berda canê xwe! (Ekmeğiyle besledi, canına saldı).

İşte GAZZE, bu illetin ne olduğunu bize anlattı. Gazze Penceresinden bakınca; her din ve ırktan devlet ve millet bu tanımsız illeti kusursuz anladı.

Neymiş?  

Dünyada iki sınıf varmış: 1-Beyazlar 2-Diğerleri.

1-Beyazlar; Beyazımsılar, beyaz, Bembeyazlar, En Beyazlar, diye dört sınıfmış!

Beyazımsılar; ekser Müslüman ülkelerin mutlu azınlıklarıdır. Kral, sultan, prenslikler, başkan veya cumhurbaşkanlıkları; yasama, yürütme hatta yargıları da olur. Bunların; zenginlikleri kontrol, sevk ve idare gibi görevleri olur. Müslüman halkların ise adı yok.

Mesela: BM görüşmelerine giden İslam Konferansı Teşkilatının görevli dışişleri bakanlarıyla giden Filistin dışişleri bakanı, gazetecilere konuşamıyor. Suud bakanı; “ona konuşmama şartıyla vize verildi. O, konuşamaz!” diyor. Ağzı var, dili yok eskiteğin!  Filistin’de katliam var mahlûkat konuşamıyor! Ağlayamıyor da sürüngen!

Sayın Fidan da orda mıydı bilmem ama mevcut bakanların ahvali de hazindi!

Beyazlar: Avrupalıdır. Bizim bir üst sınıf yani ancak silah ve sermayeleri, Beyaz ve Bembeyazların hizmetindedir.

Bembeyazlar; Amerika devleti ve oradaki sermayedarlardır. Bunlar; mahallenin kabadayıları, küresel korsanlardır ancak En Beyazların hizmetindedirler! En beyazlar: Sıkı durun ve gardınızı alın. Bunlar Yahudilerdir. Bunu da Gazze Mektebi bize anlattı.

Bir gece ansızın bu En Beyazların ülkesine giren Gazze direniş Hareketi; HAMAS, İslami Cihad ve diğer kahraman cenahlar bu dünyayı bize kusursuz anlattı:

“Dünyayı Siyonist Sermaye yönetiyor. Dünyanın zenginliklerine konmuş, gözyaşı ve kandan besleniyor ey İnsanlar!”

Gazze’den bakınca, halkların kurtuluş savaşlarının bir asırdır devam ettiğini; kimi millet ve devletlerin (Çin ve Rusya’nın) kurtuluşa yaklaştıklarını belki de başardıklarını, kimilerinin özellikle de Müslümanların esaretinin devam etiğini gördük. Siyonist Teröre silah, asker yağarken; Gazze’nin haline bakmak yeterli.

Tam da bu yüzden sağ ol Gazze’m. Var ol Filistin Direnişi! Esasen sen har halukarda kazandın hem de bize rağmen!

Kerbela’dan daha zorlu bir coğrafyada; havadan, kara ve denizden ölümün yağdığı en orantısız savaşta ölürken dünya halklarını dirilttin! Mum gibi aydınlatan Gazze’nin kandillerini söndürme İlahi! Şifa ver, metanet, zafer ver Hasbunallah!.. Ya Settar! Ya Zuntikam!. Vesselam!