Afganistan’a Hegel Dayatmaları
Geçen yazımızda; Afgan bataklığındaki son Haçlı Şövalyelerinin yenilgiden dolayı çekilmekte olduklarını; Türkiye’yle de ayıplarını örtmek, laik dayatmalarını sürdürmek istediklerini yazmıştık.
ABD’nin; münbit sahalarından olan “Kürt ve Kürdistan” kartıyla Türkiye’yi, Afgan koruyuculuğuna zorlayacaklarını belirtmiştik. Sayın Cumhurbaşkanı’nın şartlı ifadeleri; Türkiye’nin, görevi red veya kabulde zorlandığını; görevi kabulünse, intihar olacağını demiştik..
İkbal diyor ki:
İstiridyesi incisizdir Hegel’in/ külliyen hayaldir O’nun büyüssü! (Seyid Oğluna)
Korumak için Batıl’ın şan ve şevketini/ Tepeden tırnağa zırha bürünmüş Avrupa!
Sorarım kilise paraleli şeyh Efendiye;/ Doğu için savaş şerse, şer değil midir Batı için?
Adalet diyorsan; reva mıdır şu muamele?/ Sırf İslam sorgulana; Avrupa görmezden geline! (Cihad).
Son durum:
Haçlı’nın; Afganistan’dan çekileceği açık. Zaten NATO gitti; Türkiye ve ABD dışında bir güç de kalmadı.
Türkiye; muharip bir güç olamayacağını hep belirtiyor ama dış işleri ve savunma bakanlıklarının ifadeleri yoruma açık. Şüphesiz cumhurbaşkanının tercümanıdırlar.
TSK’nın Irak, Suriye ve Libya başarıları; bunlara eklenen Karabağ zaferi; Afganistan’a heveslendirir mi?
Afganistan’ın; verilmesi zor hatta imkânsız bir sınav diyarı olduğu ortada. ABD’nin hamilik yaptığı Güney Kürdistan (Irak Kürdistan Özerk Bölgesi) dâhil, Rojava ve sair Kürt yapılanmaları hakkında vereceği taviz ve vaatler; Türkiye’yi Afganistan macerasına itebilir mi, beklemek lazım.
Eğri oturup doğru konuşalım; ulus temeline oturtulan Türkiye Cumhuriyetinin, asgari yüz yıllık ulusal ve bölgesel sorunları vardır. Bunların başında da artık küresel istihbaratların da hamilik yaptığı Kürt ve Kürdistan sorunu geliyor.
Ortadoğu’nun hâkim kardeş ulusları; literatürde de “Dünyada devleti olmayan en büyük millet” olan Kürt halkının sorununun çözümünü; red/inkârda, ötelemede bulmaları; küresel istihbaratlara alan ve iş çıkardı denebilir.
Vahyin anakarası olan Ortadoğu’nun da Asya’nın Kilit Taşı olan Afganistan’ın da selamete ermesinin reçetesi; bu bölgelerin tarih ve kadim değerlerinde yatmaktadır.
Emperyalist Haçlı ile gizli ve açık görüşmelerde “taviz ve vaat” alıp vermekte ÇÖZÜM aramak; başta kendimizi kandırmaktır; israftır, tarih ve değerlerimizle çatışmaktır.
Haçlı; Afganistan’dan kaçsa da emelleri sürecektir.
Hesap şu:
-Afganistan, Mısır olsun! Müslüman çoğunluğu Batı hesabına dizginleyen, yargısız infazlarla idamlar uygulayan bir Sisi Yönetimi istiyorlar. Haçlı koltuk değneğiyle yürüyen sahte meşruiyet, daha şimdiden “Taliban’la savaşmaya muktediriz..” diyor! Hamisi ABD’nin dahi Taliban’la anlaşma sonucunda “İslami yasalara zahiren razı olarak çekildiğini…” unutuyor; Şövalyeliğe soyunuyor.
-Mısır olmasa da bir Irak, Suriye veya Yemen’e dönmüş bir Afganistan isteniyor.
-Kan ve gözyaşı dinmemeli. Maliyeti azaltmak için de “vekâlet veya vesayet savaşı” isteniyor.
İşte Türkiye’ye biçilen rol de budur. Son açıklamalar, Türkiye’nin oyunun farkında olduğunu gösteriyor.
Her kes dersini almış; Afganistan’daki yapılar da diyalog ve istikrarı konuşuyorken; dileriz 50 yıllık dersten sınıfı geçerler. Sınıfı geçemezlerse; “Küfür daim olur, zulüm daim olamaz” ilkesi bozulur; mevcut zulüm; “Küfr-i Mutlak suretine geçerek beka bulur” ki; asıl felaket de bu olacaktır!
Afganistan; çile, kan, gözyaşı diyarımızdır. Cihad ve Şehadet Mektebimizin etkili ve yetkilileri; ABD’nin fitneliğine olsa da başlattığı görüşmeleri kemale erdirsin! “Euzubillahimineşşeytanirrecîm’le…; ..ancak kardeş olan Müminlerin dargınlıklarını gidersin!” Şeytanları kovsun! Böylece Allah’ın rahmetini, ümmetin duasını alsın!! Rabbimin inayeti, Cenneti ordadır! Irmaklar… köşkler… huriler…. Haydi Mücahidim..!
Türkiye, işte buna aracılık etsin wesselam!
HİSSE:
1--“HDP kapatılırsa, ..oyları bize…” diyen partiler… şimdiden gizli açık şakalaşıyor…
Eyb u şerm e lo! Çavê li derîyan, xwelî li serîyan! (Gözü el kapısında olanın toprak başına).
‘Egîtlik: Terör, suç ve günahı; kişisel cezalandırmak; yasayla kurulan partileri ise siyasetin içinde tutup; halkın, partiyi cezalandırmasını beklemektir lo!
2-Afganistan’da ABD’nin çekildiği yerler, Taliban’ın eline geçiyor! Taliban; bitmeyecek bir savaşın, halkı düşmana bile razı edeceğini bilmeli. Liderlik; “Hakk’tan taviz vermeden,” kimi “hak ve vazifelerinden” feragat etmektir…
Peygamberim; -eşine iftira atan- münafık İbn-i Selül’ü bile cezalandırmaktan vazgeçmişti ya(!?).
3-Moritanya’da halk; “İslam Şeriatı” için başkanlık sarayına yürüyormuş...
Bu Acib Asır’da, böylesine asil isteklerini zirvelere taşıyan kardeşlerimizi neden ve ne hakla duyamamışız? Nerde diyalog? Neden haberi A.P.’den BBC’lerden duyuyoruz?
“Bu derde ne derler sizde?”