• DOLAR 34.652
  • EURO 36.36
  • ALTIN 2927.299
  • ...

D.Bakır`daki Jitem eski karargahından insan iskeletleri fışkırırken kazı çalışmalarının ikinci adresi Silopi`ye bağlı Görümlü komando taburu oldu.

Görümlü`deki taburda 1993`te evlerinden alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan altı köylünün cesedinin gömülü olduğu haberleri Ekim 2009 tarihine kadar uzanıyor.

12 Ekim 2009`da “Altı köylü taburda gömülü” başlığıyla yaşanılanları haberleştiren Taraf, kaynak olarak da o dönemde söz konusu taburda askerlik yapan bir şahsı gösteriyordu. Haber o kadar ciddi bir üslupla veriliyordu ki ön sayfaya bir de kurbanların gömülü olduğu iddia edilen yer, krokiyle gösteriliyordu.

Sonraki günlerde Görümlü haberlerine devam eden Taraf, aynı dönemde orada askerlik yapan başka bir şahsa da ulaşarak birinci kaynakla yüzleştirme yapıyor, böylece haberin ciddiyet derecesi teyit edilmiş oluyordu. Daha doğrusu gazetenin kendisi haberi bu minval üzere yapıyordu.

Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, normalde bu denli “ciddi” haberlerin peşini bırakmayan ve kapısına bırakılan bavullar dolusu delillerle “inandırıcılığını” ispatlayan Taraf, bu denli ciddi habere nokta koyarak işin peşini bırakma yoluna gidiyordu.

Aynı günlerdeydi. Bir akşamüstü gazete binasında oturuyorduk. Haber merkezimizi arayan bir şahıs, elinde ciddi bir haber olduğunu, bu haberi Doğruhaber gazetesine iletmek istediğini belirterek gazete binasının adresini istedi.

Yaklaşık bir saat sonra ilgili şahıs geldi. Haberin mahiyetini sorduk, Taraf gazetesinde yayınlanan Görümlü karakolunda gömülü olduğunu belirttiği cesetlerle ilgili haber olduğunu söyledi. Taraf`ta yer alan ve ismi açıklanmayan tanık, yani haberin kaynağının, kendisi olduğunu belirtti. O dönemde karakolda asker olduğunu, köylülerin yakalanarak tabura getirildiğini, öldürüldükten sonra cebinden çıkardığı krokiyi göstererek gömüldüklerini iddia ettiği yeri gösterdi. Tamam da, söylediklerin zaten Taraf`ta yer aldı. Taraf`la beraber haberin arkasında durursanız daha faydalı olur. Ayrıca söylediklerin zaten yayınlandı, farklı bir detay varsa yayınlayabiliriz, ama aynı şeyi tekrar yayınlamak yerine yayınlananların takipçisi olmanız daha iyi olur, dedik. Taraf`ın tanığı, Taraf`ın artık bu haberle ilgilenmeyeceklerini söylediklerini, aynı dönemde askerlik yaptığı başka bir arkadaşını da Taraf`a götürdüğünü, bunun da haberinin yapıldığını, ama anlaşılmayan bir nedenle terslendiklerini, bundan dolayı Doğruhaber`e “yönlendirildiğini” belirtti.

Gerçekten de Taraf, haberi verdiği ilk günlerde epey gündem oluşturmuş olmasına karşın haberin hem Taraf`ta hem de Taraf`ı kaynak göstererek haber yapan diğer haber kaynaklarında, bir daha da bu konunun gündeme getirilmemiş olması hayli dikkat çekiciydi.

Gerçekliği belki tartışılabilirdi, ama tanık ısrarla söylediklerinin arkasında duruyordu ve amacının savcılıkların bu olaya el atması olduğunu belirtiyordu.

Ekim 2009`dan bugüne epey zaman geçti. Bunca ciddi bir iddianın bugüne kadar soruşturulamamış olması ve belirtilen yerin kazılmamış olması en az Taraf`ın karartması kadar önemliydi. Nitekim geç de olsa soruşturma açıldı ve kazı çalışmasına başlandı.  Bu yazıyı yazarken kazının ilk günü bitmişti. Çıkan sıradan birkaç kemik parçasından başka, insan iskeletini anımsatacak herhangi bir bulguya rastlanmadığı, olayın tanıklarınca açıklandı. Kazı sürecek ve tanığın iddiaları da test edilmiş olacak.

Kazıya başlanacağı haberi, kazının yapıldığı ilk gün bir çok gazetenin birinci sayfasını süslemiş durumdaydı. Ancak ne ilginçtir ki haberi yaklaşık iki yıl önce veren Taraf`ın birinci sayfasında bu haber yer almamaktaydı.

Dink davasını konu alan haber, “Beyaz bereli devlet” başlığıyla manşetteydi. Diğer bir başlık da heron görüntüleriyle ilgiliydi.

Ama asıl vurucu haber, Kurtuluş Tayiz imzasıyla yayınlanan “Hizbullah Geri Döndü” haberiydi. Öyle ki bu haber, bir çok kesim için adeta Hizbullah`a karşı “Kurtuluş” savaşına dönüşmüştü.

Haber, Hizbullah`ın yayınladığı manifestosuyla ilgiliydi. Ama içerik, daha ziyade “zamanlama” oyunuyla istifham oluşturmaya dönük manipülatif  hikayelerle süslüydü. Daha düne kadar bu tür haberler yapılırken “Türkiye`nin demokratikleşme yönünde önemli mesafeler katettiği bir zamanda…” diye başlayan üslup, Kurtuluş`un kazdığı mevzide “Türkiye`nin Irak ve Suriye ile sorunlar yaşadığı, KCK`nın önemli darbeler yediği bir zamanda” kurgusu ile değiştirilmişti.

Hizbullah`ın manifestoyla yaptığı, aslında büyüyen çocuğa geç takılan isim türünden bir durumdu. Oysa haberin üslubu, manifestoya karşı “Kurtuluştayız” üzerine kuruluydu.

Görümlü`yü dün olduğu gibi bugün de pas geçmeyi başaran Taraf, nedense Hizbullah`a karşı “Beyaz bere” takmayı daha uygun görüyordu.