Elveda `Arap Mirası`; Merhaba Hevalen Siyonist!
Vay efendim ne kadar da aldatılmışız! Ne kadar da gaflet, dalalet ve dahi hiyanet içerisindeymişiz de haberimiz yokmuş!!!
Bugüne kadar hep Arap mirası ‘Bismillah`la kendimizi avutup “ulusal sorunlarımıza” sırt çevirmişiz!!!
Ezan denen Arap nağmesine boyun eğmişken, “Boynuz üflemenin” verdiği “Özgürlük” zevkinden bihaber kalmışız!
Takke denen Arap hipnotizması beynimizi kafeslemişken, Kippa`yla gelen asrın aydınlanmasından mahrum kalmışız!
Kabe`ye dönmenin “dayanılmaz hafifliğini” yaşarken, “Ağlama duvarı”ndan fışkıran “Ulusal özgürlüğümüzü” peşkeş çekmişiz!
* * *
Bir yandan “Kürtleri HAMAS`laştırma” polemiği… Öbür yandan giderek dozajı yükselen bir israil dostluğu… “Ulusal bilince” adanan iki sakat önerme! Kalkış noktası ise “sömürgeci devletler”in Kürt varlığını inkâr düzlemi!
Nereden çıktı şimdi şu israil muhabbeti?! Tamam, Kürt varlığını inkâr politikalarını mahkûm etmek baş göz üstüne. Ama unutulmamalı ki, inkâr politikasını dayatan ülkelerin tamamı, daha düne kadar israil endeksli bölgesel stratejinin köleleri değil miydi?
Hem sizler, daha düne kadar George Habbaş`ın kanatları altına sığınıp “gerilla” eğitimi almayı özgürlüğün zirvesi saydığınız; FKÖ saflarında israil kurşunlarına hedef olmayı devrimciliğin kritik eşiğine indirgediğiniz günlerde Kürtleri “El Fetih”leştirmeyi mi hedefliyordunuz?
Filistinli yoldaşlarınızla “Kızıl zeminde” buluşup Lenin heykelini Kudüs`e dikmeyi şiar edinirken;
Devrimcilik adına israil`e “Oleyy!” çekip Baasçı-Nasırcı-Arap sosyalistleriyle sırt sırta vermek suretiyle “Kürt-Arap devrimci dayanışmasını” yaşatmayı yüce görev sayarken hangi rolü icra ediyordunuz?
Kürtleri Araplaştırmayı mı? Kürt ulusal sorununa lakayt kalmayı mı? Yoksa hiç biri mi?
Dün Habbaş`çılık oynarken israil sömürgeciydi… İsrail işgalciydi… İsrail yayılmacıydı… israil, Amerikan emperyalizminin bölgedeki tetikçisi idi! İyi, hoş da; bugün ne değişti? İsrail mi değişip ulvi hasletlere rücu etti? Yoksa sizler mi yorgun devrimciler sınıfına geri döndünüz?
İsrail`in değişmediği kesin. Çünkü geçmişini de kutsuyorsunuz, geleceğini de! Öyleyse geriye kalan, sizin değiştiğiniz gerçeği!
Niye değiştiniz? Kürt gerçekliğini keşfeden yeni dünyanın kaşifleri, Kristoph Kolomb`ları olmadığınız kesin! İsrail`in Kürtlere yardım ettiğini, meşru haklarını tanıdığını iddia ediyorsanız, o halde buyurun çokça tiksindiğiniz Türkiye`nin operasyonel politikalarındaki israil faktörüne! Tabi engin israil analizlerinizin kaynağı Heron görüntüleri değilse eğer!
İsrail eksenli fikirsel bunalım yaşamanıza “Kürt Yahudiler” etki edip tarihsel bir yanılsamaya gittiğinizden kuşku yok. Haham Samuel Berzani`nin büyüsüne kapılmadıysanız şayet, sorarım size:
Kürdistan`dan göç edip israil`e yerleşen “Kürt Yahudiler” ile Türkiye`den giden “Türk Yahudiler” arasında nitelik olarak nasıl bir fark görüyorsunuz? “Türk Yahudiler” son tahlilde Türk değil, İsrailli olduklarını gösterdiler de vefalı çıkan sadece “Kürt Yahudiler” mi oldu?
Efendim orada “Kürt Yahudiler” Kürtçe konuşup Kürt müziği dinliyorlarmış! İyi de efendiler, “Türk Yahudiler” de Türkçe konuşup Tatlıses`i, Tarkan`ı dinliyorlar. Bunların son süreçte Türkiye ile yaşanılan yüzeysel sorunlarda bile Türkiye lehine bir tavır koydukları vaki olmuş mu ki? …
El Fetih, nasıl ki daha düne kadar savaştığı israil`e tamamen teslim olmayı, ideolojik tükenmişliğin verdiği yorgunlukla bütünleştirdiyse… Nasıl ki devrimcilikten çark edip israil`in işgal ve yayılma stratejisinin işbirlikçi ayağına dönüştüyse, bunun bazı Kürt çevrelerine yansıması da aynı izdüşümle açıklanabilir.
Dün El Fetih ile devrimciliğin zirvesinde görünenler, bugün işbirlikçi El Fetih jargonuyla Kürt mahallesine müdahil olmanın yollarını aramaktadır. Bunu da Kürtlerin artan İslami eğilim ve taleplerini “HAMAS” üzerinden mahkum etme gibi sığ bir metotla denemektedirler.
Evet! Şu anki pozisyonuyla sömürü, yayılma ve katliam politikalarının mimarı olan işgalci devlete karşı aldığı pozisyonundan dolayı HAMAS`la her Müslüman gibi gurur duyuyoruz ve sonuna kadar da destek ve dayanışma açıklamasını yineliyoruz.
Lakin HAMAS`la olan bu gönül bağımızın sınırsız olmadığını, bunun sürdürülen haklı ve meşru çizgiyle sınırlı olduğunu da belirtmiş olalım. İster HAMAS, ister gönül verdiğimiz başka bir hareket olsun, çizgisinden saparsa, meşru zeminden sapıp başka mecralara kayarsa, gönül bağımızın da kopacağını herkes bilmeli.
İslami hassasiyete sahip Kürt dostlarımıza da şunu hatırlatmalı. İdeolojik anlamda iflas edip Berlin duvarının enkazından kurtuluş yolunu kapitalizmin sığ sahillerinde arayanların geçmişten gelen bir düşmanlık mirasıyla ruhlarını kirlettikleri herkesin malumu. Bunların ideolojik argümanlarının Kürdiliklerinin hayli ötesinde oldukları da bilinen bir gerçek. Dün Moskova`dan ilham alırken bugün ilham dağarcıklarıyla beraber midelerini de israil`e kiraladıkları zaten görülüyor.
Ancak sizlerin bu tür argümanlara tevessül etmesi, Diyarbakır ile Gazze sokaklarını bunların argümanlarıyla harmanlama yoluna gitmesi biraz garip kaçmıyor mu?
Kürdi hassasiyetlerinizi biliyoruz, anlıyoruz. Ancak inandığınız İslam`ın Ümmet anlayışına üstü kapalı ya da açık eleştirilerinizin sağlıklı bir bakış açısı olmadığını da belirtmiş olalım. Burada problem şu: Biz meselelere bakarken inandığımız İslami ölçülere göre mi bakacağız; yoksa siyasi kimi meselelerde Fransız devriminden miras kalan üstü yaldızlı altı fena söylemleri mi ölçü alacağız.
Bizi kendince Kürtlükten tardedenlerin kabaran israil sevdası hangi Kürdi/Kürdistani ölçünün sonucudur? Kürdün Müslüman olanının kanına susamışlıklarını gizleyemeyenlerin Süryani, Ezidi, Yahudi, Noelci yaklaşımları hangi Kürdi/Kürdistani yaklaşımın sonucudur? Bu, tıpkı eleştirdikleri Ümmet anlayışının tersten işletilerek ürettikleri farklı bir “Hahamcı Ümmet” anlayışının ürünü değil midir?
Son söz olarak deriz ki; Kürt halkı, tıpkı kendileri gibi mazlum olan Filistin halkıyla, Siyonizm karşıtlığı ortak zemininde dayanışmasını defalarca ortaya koyarak çokça dillendirdiğiniz Kürt realitesinin destanını yazmıştır.
Eğer “israil dostumuz!” argümanınızın Kürt mahallesinde “salyangoz satmakla” eşdeğer olmadığı konusunda kendinizden emin iseniz buyurun er meydanına:
Gelecek olan “Yom Kipur” gününde Kürtlerle kurduğu “dostluk” şerefine israil`le dayanışma mitingi düzenleyerek Kürt sokağındaki karşılığınızı ispata çağırıyoruz. Etkinlik için dağıtacağınız Kippa ve Boynuz gibi eşantiyonlar da bizden hediye!