• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

Tüm gözler, kısa zaman içinde Başbakan`ın Çeçen kamplarına yapacağı ziyaret sırasında Rus ve Kadirov yönetimine yönelik vereceği sert mesajlara ve atılacak pratik adımlara kilitlenmiş durumda.

Rus ve Kadirov zulmünden kaçarak Türkiye`ye sığınan Çeçen mültecilere yönelik suikastlar zincirinin son halkası olan Zeytinburnu`ndaki cinayetler, Türk hükümetinin sabrını taşıran son damla oldu. Bu tür insanlık dışı suikast eylemlerinin bariz bir devlet terörizmi olduğunu belirten hükümet yetkilileri, Çeçen halkına dönük yıllardır sürdürülen soykırım faaliyetlerine dikkat çektiler. Türkiye içerisindeki mültecilere yönelen Rus devlet terörünün, bölgesel bir güç olan Türkiye`ye hakaret anlamına geldiğini, bu yolla Türkiye`nin onurunun ayaklar altına alındığını hatırlatan yetkililer, kendi halkına karşı bu denli pervasızlaşan Rus ve kukla Kadirov yönetimlerine gereken karşılığın mutlaka verileceğini belirttiler.

Öte yandan hükümet yetkililerinin ikili görüşmeler yoluyla Rus ve Kadirov yönetimlerine, kendi halklarına karşı bu tür katliamlara son vermeye dönük telkinlerinin işe yaramadığını belirten dışişleri bakanlığı yetkilileri, Kadirov ve Medvedev`in her defasında bu yönde söz vermelerine rağmen katliamcı politikalarını sürdürmede ısrarcı davrandıklarını söylediler. Çeçen halkına karşı sürdürülen soykırım politikalarına yönelik her platformda tepki gösteren Başbakan, son adım olarak müdahalede bulunmak durumunda kalabileceklerini, katliam ve suikastlar zincirinin artık kabul edilebilir bir yönünün kalmadığını belirterek, özellikle Kadirov`un, işbirlikçi babasının yolunu sürdürmeye çalıştığını vurguladı.

Başbakan`ın Ümraniye ya da Yalova`daki Çeçen mülteci kamplarına yapacağı ziyaretle Rus ve Kadirov yönetimlerine karşı ortaya koyacağı yol haritası tüm bölgede heyecan uyandırırken Türk Silahlı Kuvvetleri`nin Rusya sınırında başlattığı askeri tatbikatın zamanlaması dikkat çekti. Bu arada Türkiye`nin itibarını ve bölgesel ağırlığını hiçe sayan Kadirov ve Rus yönetiminin suikast eylemlerine duyulan öfke kabarırken, silahlı kuvvetler envanterine yeni giren Heybeliada savaş gemisinin Karadeniz`e açılarak denizaltılar eşliğinde Rusya ve kukla Kadirov yönetimine gözdağı vermeye yönelik manevralar sergilediği haberleri alınıyor. Türk savaş uçaklarının da Rus sınırına yakın bölgelerde alçak uçuş yapmaya başlamaları Rus ve Kadirov yönetimlerinin pervasızlıklarına karşı Türkiye`nin kararlılığının en ciddi göstergesi şeklinde yorumlanıyor.

İran`a dönük dinleme ve izleme faaliyetleri sürdüren ABD ve NATO radarlarının yönünün son yaşanan gerginlikten sonra Rusya`ya çevrildiği, oluşturulan “Füze kalkanı”nın da her türlü ihtimal göz önüne alınarak hazırda bekletildiği bilgisine ulaşıldı. Belli çevrelerce Rusya`ya karşı bu tavrın, temelde bir ABD-NATO projesi olduğu yöndeki kara propagandalar sürdürülürken, işin aslının Türkiye`nin ikili anlaşmalardan doğan hakkını kullanarak ABD-NATO imkanlarından faydalandığı, bunun da bölgesel güç olmanın verdiği bir avantaj olduğu şeklinde yorumlanıyor.

Hükümetin gündeminde Rusya ve Kadirov`a dönük uygulanacak yol haritası bulunurken Başbakan`ın ziyaret edeceği Çeçen mülteci kamplarında da hummalı bir çalışmanın başladığı gözlemleniyor. Bugüne kadar ihmal edilen kamplarda altyapı çalışmalarına hız verilirken, sosyal aktivite alanlarında da ciddi iyileştirmelerin yapılmaya başlandığı belirtiliyor. Kaynaklar, Çeçen mülteci kamplarının dünya medyasına açılacağını, bu yolla Çeçen halkının yaklaşık yirmi yıldır maruz kaldığı zulüm ve katliamların boyutunun tüm dünya ile paylaşılacağını haber veriyorlar.

Türkiye`nin, katliam ve suikast politikalarına karşı Rusya`ya dönük atacağı yeni adımlar tüm bölgede tansiyonu yükseltirken muhalefet cephesinin hükümete dönük asılsız suçlamaları da bitmek bilmiyor. Türkiye içerisindeki Çeçen suikastları görmezden gelerek Rusya ile yaşanan gerginliğin arka planının Amerikan politikalarına dayandığını iddia eden CHP liderine en sert karşılık, Ak Parti sözcüsünden geldi. CHP liderinin Rusya ağzıyla konuşmasını sert bir dille kınayan sözcü, Kılıçdaroğlu`na seslenerek, “Yoksa eski komünist duygular nedeniyle mi Rusya`ya sahip çıkıyorsun” sözleri, siyasette yeni bir tartışmaya yol açtı.

Tüm bunlar yaşanırken Zeytinburnu`ndaki suikastlarla ilgili yürütülen soruşturmada da ilginç bağlantılar ortaya çıktı.

Emniyet kaynakları, suikast için Türkiye`ye giriş yapan ekipteki katillerin kimlik bilgilerine ulaşırken, Türkiye içerisindeki bağlantıların da deşifre edildiğini belirtiyorlar. Çeçen asıllı tetikçi ile yakın işbirliği içerisinde olduğu ve suikast için bilgi toplamaya yardım ettiği söylenen GAZETECİ Seyfo Türksoy`a da ulaşan Emniyet birimleri, terör örgütüne yardım etmek, yabancı bir ülke adına casusluk yapmak ve eyleme iştirak etmek suçlamasıyla Türksoy`un göz altına alınmasından sonra hem tetikçi hem de Kadirov ile çekilmiş samimi resimlerine ulaştı.

Öte yandan Seyfo`nun ajanlık için yüklü miktarlarda para aldığını belirleyen Emniyet birimleri, Türkiye`den Kadirov`un ayağına götürülen bazı yazar, STK temsilcileri ve gazetecilerin masraflarının da yine Seyfo tarafından karşılandığını ve katil Kadirov idaresine bu yolla meşruiyet kazandırılmaya çalışıldığını belirledi. Soruşturma halen çok yönlü sürdürülürken, Emniyette bizzat içişleri bakanının özel talimatıyla bir birimin kurulduğu, soruşturmanın da bu özel birim tarafından yürütüldüğü öğrenildi. Kadirov ve tetikçi hakkında yakalama kararını daha önce alan Türkiye, İnterpol nezdindeki girişimleri sonucu bunlar hakkında kırmızı bülten çıkardığı bilgisi de gelen son dakika bilgileri arasında.

 Bu arada geçen sene yine Seyfo`nun girişimleriyle Çeçenistan`a götürülerek Kadirov ile görüştürülen ve bizzat tetikçi ile çekilmiş fotoğrafları ortaya çıkan dini hassasiyetli bazı yazar, gazeteci ve STK temsilcilerinin de hayal kırıklığına uğradıkları, yaşanan bu hayal kırıklığıyla haber, analiz ve açıklamalarının tümünü hunharca katledilen Çeçenlere ayırdıkları gözleniyor.

Bunlardan bazılarından ise şimdiye kadar haber alınamazken, aile çevrelerinden edinilen kimi bilgilere göre katille aynı karede yer almalarını içlerine sindiremedikleri, derin bir üzüntü yaşadıkları, hatta kimisinin girdiği bunalımdan dolayı intihar etmeyi bile düşündüğü ortaya çıktı.

Geçen seneki Kadirov ziyaretine giden İslamcı-dış analizci bir yazarın da Kadirov`un makamına gitmek için bizzat bir organizasyon tertipleme işiyle meşgul olduğu, ancak son yaşanan gelişmelerden sonra bu organizasyondan vazgeçerek köşesinde tüm Çeçenlerden özür dilediği gözlendi…

Ne ooo..? İnanmadınız mı? Tamam, inanmamakta haklısınız… Kamil Bilge dostum bu sefer ne der bilinmez ama… Benimkisi sadece bir hayal… Bir ütopya! Hem sizler de kimi zaman hayal kurmuyor musunuz?!