• DOLAR 34.382
  • EURO 36.87
  • ALTIN 2968.62
  • ...

Îzidilik inancı her ne kadar Şeyh Âdi bin Musafir ile başlatılsa da kanaatimce kökü çok daha derinlerde aranmalıdır. Çünkü İslam her ne kadar kendinden önceki dinleri rafa kaldırmışsa da, söz konusu dinler uygun zemin ve zaman bulduklarında tekrar ortaya çıkmaya çalışmışlardır.

Örneğin; İslam’ı kabul eden Türkler, önceki dinleri olan Gök Tengri veya Şamanizmin etkilerini hala hissetmektedirler. Buna benzer olarak Kürtlerin de önceki dinleri olan Zerdüştlük, uygun zeminde farklı bir versiyon ile yani Îzidilik olarak filizlenmiştir.

Bilindiği üzere Zerdüştlükte iki tanrı vardır. Ahuramazda (iyilik tanrısı) ve Ehrimen (kötülük tanrısı). Kanaatimce Îzidilik, bir nevi Ehrimenciliktir. Çünkü Adem’e secde etmeyen İblis, sadece Allah için baş eğeceğini, ondan gayrısına secde etmeyeceğini söyleyerek, sonradan Allah tarafından affedilmiş ve Ezazil ismi ile diğer meleklerin idarecisi olmuştur. Yani Zerdüştlükteki Ehrimen kutsanarak Tanrı’dan sonra tüm meleklerin ve dolayısıyla âlemin idarecisi olmuştur.

Görüldüğü üzere Îzidiler, Zerdüştlüğün düalizmini alıp tanrı sayısını çoğaltarak pagan bir form kazandırmışlardır. Ezazil, Melekê Tavus ile sembolize edilmiş ve bu kuş kutsanmıştır. Bayram nedeniyle memlekete gittiğimde, Şırnak’ın İdil (Hezex) İlçesine bağlı bir Îzidi Köyü olan Mağara (Kivex) Köyünü de ziyaret ettim. Mezarlıkta çalışan Îzidiler ile sohbet etme fırsatı buldum.

Mezarlıkta olan kümbetlerin her biri birer Xwudan (ilah) olarak tanıtılıyordu. “Kuba Pira Fata” olarak bilinen kümbetin görevi afet ve belaları savmaktı. Ayrıca aynı kadın aile içi huzurdan da sorumluydu. Bu şekilde hastalık, yol güvenliği, güneşin doğması ve batması, çocuk sahibi olma ve doğurma gibi durumlardan sorumlu Xwudanlar, kümbetler halinde sıralanmışlardı. Hatta TYT, KPSS, YDS gibi sınavlardan sorumlu Xwudan bile vardı.

Tabi her bir kümbetin en üstünde güneş simgesi yerleştirilmişti. Bu Allah’ın nuru olarak tanıtılıyordu. Tavus kuşu resmi daha aşağıdaydı. O da en büyük melek olan Ezazil’i temsil ediyor. Kapının hemen yanında siyah bir yılan resmi vardı. Hz. Nuh’un (as), tufanda gemisi delinince, yılan o deliğe girerek gövdesi ile kapattığından kutsaldır. Görüldüğü üzere puta taparlığın karakteristik özelliklerini Îzidilik göstermektedir.

Kivex Köyünde bir hazırlık vardı. Bunun sebebi “Çarşema Sor” yani Kırmızı Çarşamba olarak adlandırılan bayramdı. Îzidilik inancına göre Melekê Tavus bugünde dünyayı yaratmak için suya maya çalmıştır. Xwuda, bahsettiğimiz Çarşamba günü sıvı halde bulunan dünyayı gezer ve Laleş’in yerini tespit edip, buradan maya çalar. Böylece dünya yaratılır.

Îzidiler’e göre bugün, Nisan ayının 13’ünden sonraki ilk Çarşamba’dır. Bugün aynı zamanda “Serê Salê”, yani yılbaşı olarak tespit edilmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz mayalanma, temsili olarak yumurta kaynatılarak simgelenir. Bu yumurtalar renk renk boyanır. Ama özellikle kırmızı rengi hâkim olur. Çünkü yaşamı temsil eden renk kırmızıdır. Zaten bu yüzden Çarşema Sor-Kırmızı Çarşamba diye bayramlarına isim vermişler. Bereketi yeşil, aydınlığı beyaz ve güneşi ise sarı temsil eder. Bunu da dört renk ip şeklinde bileklik (Basınbar) yapıp bileklerine takarlar.

Eski dini inanışlar bir çeşit kültürel zenginlik diye kabul edilse dahi, tevhid dinini bizlere gönderen Allah’a hamd etmek gerekiyor. Yoksa şu an bütün ilahi dinlerde lanetlenen Şeytan’ı Ezazil diye kutsayabilirdik. Yılanı bir çeşit melek olarak, Hz Nuh (as)’un gemisini kurtaran canlı olarak görebilirdik. Afet ve belaları def etmek için bir kümbete sığınıp, gireceğimiz sınavı kazanmak için bir başka Xwudana dua edebilirdik.