• DOLAR 34.662
  • EURO 36.404
  • ALTIN 2932.75
  • ...

Pkk, 1984 yılında Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla adını duyurdu. Aslında Pkk daha önce de eylemler yapardı. Ancak bu eylemler Kürdi örgütlere karşı suikast tertip etmek şeklinde oluyordu. Amacı bütün Kürdi örgütleri tasfiye etmekti. Böylece sahada yalnız kalacaktı. Süreç içerisinde birçok Kürdi örgütün elemanı başta İsveç olmak üzere Avrupa’ya kaçtı. Bazıları da Pkk’nin içinde eridi.

            Pkk ne zaman etkinlik kaybetse hemen ses getirecek bir eyleme başvurdu. Kürtlerin güçlüden yana tavır koyduklarından hareketle, elinden silahını hiç düşürmedi. Eylemlerin azalması ile birlikte gücü de azalacaktı. Bu bahane ile eylem güç dengesini sürekli ayakta tutmaya çalıştı.

            Özellikle seçim dönemlerinde Kürt milletine; “Ben buradayım, sakın ha yanlış bir tercih yapmayasın” dercesine eylemlerini arttırdı. Daha önceki seçim süreçlerinden edindiğimiz tecrübe ile şunu diyebiliriz ki Pkk her seçim öncesi eylemlerini arttırır. Böylece Kürt milletinin tercihine müdahale eder. Olası bir başka tercihin önüne geçer.

            Son zamanlarda Türkiye mücadele sahasını yurt dışına taşımakla, sınır içinde Pkk etkinliğini azaltmış görünüyor. Pkk’nin bazı üst düzey yetkilileri MİT’in operasyonları sonucu öldürülüyor veya yakalanıyor.

            Ancak şunu unutmamak gerekiyor. Pkk bugüne kadar en önemli kazanımlarını Suriye’de elde etmiş durumdadır. Belirttiğimiz coğrafyada belirli bir etkinlik seviyesine kavuşan Pkk, kazanımlarını berhava etmek istemiyor. Açıkçası Suriye’de elde ettiklerini kaybetmemek için Türkiye’deki eylemlerine ara vermiş gibi görünüyor.

            Pkk isterse Türkiye’de yine eylem yapma kapasitesine sahiptir. Yapmıyorsa yukarıda bahsettiğimiz Suriye’deki hassas dengeden dolayıdır. 1984’ten sonra Türkiye’deki uygulamaların bir benzerini Suriye’de de uygulayan Pkk, sahada yalnız kalmak amacındadır. Türkiye’deki Kürdi örgütleri tasfiye etmeyi başardı. Bugün bölgede belirli bir etkinliği olan HÜDA PAR çevresi dışındaki birçok yapı etkisizleştirildi. Ancak Suriye’de muhalif birçok Kürdün kanını dökerek alan kontrolünü eline geçirdi.

            Halihazırda seçimlere az bir süre kala kendisini Kürt seçmene tekrar hatırlatmak istemektedir. Bunu da kan dökerek yapma ihtiyacı hissediyor. Çünkü bugüne kadar bu yöntemden sonuç aldı. Eğer bölge insanının istenilen hizaya gelmediğini görürse, bu kez halkın içinden belirli bazı şahıslara suikast yapabilir. Böylece ensenizdeyim hissini iyice arttıracaktır.

            Bu amaca ulaşmak için bölgede masum insanları ve hatta çoluk çocukları dahi öldüren Pkk, çatışmanın namusunu da hayli kirletmiştir. HÜDA PAR, Kürt hakları diye ağzını açtığında, bahsettiğimiz kirli savaş yüzünden hayli tepki oluşmaktadır. Sorunun konuşulması gereken yer olan TBMM’de, Pkk’nin eylemlerini tasvip etmeyen HÜDA PAR dahi susturulmaya çalışılmaktadır.

            Kadim Kürt geleneklerine bu kadar muhalif bir yapının, Kürtler arasında taraftar bulmasının en bariz sebebi, Devletin belirli zaman dilimlerinde uyguladığı politikalardır. İnsanları bilerek ve de isteyerek Pkk’ye yönlendirme intibaı uyandıran bu yöntemler, bölge insanına Pkk’nin kapısından başka gidecek bir yer bırakmamıştır.

            Ben bölgede doğdum ve yıllarca orada yaşadım. Devletin akıl almaz uygulamaları karşısında hayretler içerisinde kalırdım. Bölgedeki bu uygulamalardan Pkk son derece memnun olurdu. Çünkü her yapılan uygulamadan sonra bölge halkının Pkk’ye teveccühü artardı.

            Toparlayacak olursak seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde Pkk’nin seçim çalışmalarına başladığını, bunu eylem yaparak hissettirdiğini söyleyebiliriz.