İŞÇİ ÖLDÜREN İŞÇİ PARTİSİ
Denilebilir ki eleştirilecek bu kadar yapı veya devlet var iken, sen niye ağırlığı PKK’ye veriyorsun? Örneğin; ABD, Rusya gibi katil, İngiltere, Fransa gibi emperyalist devletler; Tamil Gerillaları veya IŞİD gibi örgütler var iken, hep PKK’yi kalemine doluyorsun diye tenkid edilebilirim.
Ama gelin görün ki ben Kürdüm ve PKK’nin yaptıklarının hepsi, ne yazık ki Kürtlerin hanesine yazılıyor. Oysa kadim Kürt geleneğinde çatışmanın bir namusu vardı ve kalın çizgilerle belirlenmişti. Her ne pahasına olursa olsun bu çizgiyi hiçbir Kürt aşmıyordu. Oysa PKK sayesinde çatışmanın namusu kirlendi.
PKK’nin kuruluş felsefesi, ideolojik olarak Komünizme dayanır. Bundan hareketle isimlerinde işçi ibaresini kullanmışlar. Öyle ya sözde komünist devrimi gerçekleştirecek sınıf proletarya olacaktı. Bu nedenle komünizmin kutsadığı sınıf işçilerdir.
Bu çerçevede ilerleyecek olursak, Kürdistan’ın kurucu unsurunun da işçiler olması gerekirdi. Tabi köylü kesimini de önemseyen ve işçi-köylü sınıflarını birlikte kutsayanlar da yok değil. Zaten komünist bayraklarda bulunan çekiç ve orak figürleri, işçi ve köylü sınıflarını temsil etmektedir.
Her kesimin komünizmden kaçtığı şu dönemde, konuştuğum Kürt bir solcu, tüm milletlerin başaramadığı komünist devrimi Kürtlerin gerçekleştireceğini beyan ediyordu. Bizim solcu Kürtler bu ütopyaya inanadursunlar da, pratiklerine bir baksalar iyi olacak.
Onlar bakarlar mı bilmiyorum ama bizler PKK’nin 2020 yılında gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda öldürülen işçi veya köylülerden birkaçına birlikte bakalım.
PKK’li militanlar, 17 Haziran 2020 günü Şırnak'ın Silopi ilçesi, Görümlü beldesinden Cudi Dağı'na doğru devam eden yol yapım çalışması yapan bir aracın geçişi sırasında, daha önceden döşedikleri el yapımı patlayıcıyı infilak ettirmeleri sonucu 4 işçi hayatını kaybetti.
8 Haziran 2020'de Van'ın Çatak ilçesinde yol çalışması yapan firmanın, sivil servis aracına yönelik, PKK’nin el yapımı patlayıcıyla saldırı düzenlemesi sonucu, 2 işçi öldü, 8’i de yaralandı.
Van'da, Covid-19 nedeniyle karantinaya alınan Özalp ilçesine bağlı Eğribelen Mahallesi'ne yardım götüren Vefa Sosyal Destek Grubu'nu taşıyan araca PKK’lilerce, 14 Mayıs 2020’de uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi, 2 belediye çalışanı hayatını kaybetti.
8 Nisan 2020 tarihinde, Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Güleç Mahallesi kırsalında, ormanlık alana odun toplamaya gidenlerin araçlarının geçişi esnasında, el yapımı patlayıcıyla düzenlenen saldırı neticesinde 5 kişi öldü.
Bu tarzda istatistiki bir çalışma yapılmış mıdır bilmiyorum. Kuruluşundan beri PKK kaç işçi ve köylü öldürmüş olabilir? Bu saldırılar sonucu kaç kişi yetim kalmıştır? Mesela 2019 yılından sadece bir örnek vereyim: 12 Eylül 2019'da Kulp'un Ağaçkorur köyü mevkiinde, odun toplamaya giden köylülerden 7’si, PKK’nin saldırısında öldü. Bu saldırı sonucunda toplamda 13 çocuk yetim kaldı.
Bütün bunları neden anlatıyorum? Çünkü Bingöl'ün Genç İlçesi, Yolçatı Köyünde yaşanan elektrik arızasını gidermek için giden aracın geçişi sırasında, PKK mensuplarınca yola tuzaklanan uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcının patlatılması sonucu, 2 işçi daha öldü. Ölen işçilerden birinin kızı babasının mezarına uzanmış, öylece duruyordu. Ağlaya ağlaya söz söyleyecek mecali kalmayan kızın bakışları da anlamsızlaşmıştı.
Bu kız bana 2014 yılının Ekim ayında, yine PKK’nin suikastı sonucu hayatını kaybeden Fethi Yalçın’ın kızının, babasına söylediği “Yüzün neden soğuk baba” cümlesini hatırlattı. Ölümün acısı hep aynı. Kızlar babalarına daha düşkün olduklarından, belki de bu acı babaları öldürülen kızların anlayabileceği bir duygu ile daha da keskinleşiyor.
Bahsettiğim acıyı, Fethi Yalçın’ın kızının sözlerinden hareketle şiirleştiren, Nazım Kalkan’ın dizelerinden birkaç satır ile son verelim yazımıza:
“Yüzün neden soğuk baba
Açık kalan gözlerinde yarım kaldı sevincin
Üşüyor musun yoksa
Uzatıver ellerini de yüreğime tutayım
Yüreğim yanıyor baba
Neden uzanmışsın böyle boylu boyunca sessiz
Konuş ne olursun bir şeyler söyle
Kalk hadi baba
Ne olur ne olur kalk da evimize gidelim
Yüzün neden soğuk baba”