Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmasın
Bu günlerde kullanılan en beylik laflar; “Korona’dan sonra dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” şeklinde başlayan cümleden sonra sıralanmaktadır.
Bu virüs çok muazzam bir güce sahipmiş. İnsanoğlunun ben vazgeçemem dediği birçok şeyi değiştiriverdi. Kronik hale gelen hal ve tavırlarımızı terk ettik. Kendimizi şöyle bir kontrol ettik ve en önemlisi “Şurada hata yaptık, burada günah işledik” türü konuşmalar duymaya başlıyoruz.
Biliyoruz ki eski kavimlerin birçoğu, Allah’ın uyarılarından pek ders çıkarmamışlar. Bakalım modern insan bu korona isimli virüsten yeterli dersi çıkaracak mı? Bir an gerekli dersi aldığı varsayımından hareketle, dünyanın eskisi gibi olmamasını biz de temenni ederiz. Eskisi gibi bir dünya olmaması için aşağıda sıralanan örnek gelişmelerin yaşanmasını, olmayacağını bile bile talep etmek isteriz.
Örneğin; Amerika ve Rusya başta olmak üzere dünyanın süper emperyal güçleri çıkıp, bizler Suriye’de hata yaptık diyebilecekler mi? “Önceliğimiz bu devletin vatandaşlarının yaşam hakkı değil, çıkarlarımızdı. Bunca insanın ölümünden bizler sorumluyuz. Bu virüs oturup düşünmemize imkân verdi. Anladık ki bizlerin işlediği suçların bunda payı var. Özür diliyoruz ve geri çekiliyoruz. Suriyeliler kendi geleceklerine kendileri karar versinler.” şeklinde itiraflar duyabilecek miyiz?
Ya da Çin elleri koynunda, ezik bir şekilde; “Aslında bizler Doğu Türkistan halkına çok zulüm ettik. İnsanlığa sığmayacak cürümler işledik. Böyle yapmamamız gerekirdi. Hem bu zulmümüz öyle ayyuka çıktı ki, virüsün çıkış yeri bizim ülkemiz oldu. Bu saatten sonra elimizi bu mazlum coğrafyadan çekiyoruz. Herkes kendi toprağında hür bir şekilde yaşasın.” itirafında bulunabilecek mi?
Budistler bir açıklama yaparak; “Arakanlı Müslümanlara yapmamamız gereken şeyleri yaptık. En ufak bir insani hakkı onlara tanımadık. İnançlarından dolayı canlarından, mallarından, yerlerinden ettiğimiz bu insanlara yaptıklarımızdan dolayı utanıyoruz. Bu utançla daha fazla yaşayamayız. Bundan böyle onlar inançlarında hürdürler.” türü bir açıklama yapabilecekler mi?
Sisi ile avenesi ve arkasındaki güçler ile birlikte; “Mursi’ye haksızlık yaptık. Ülkedeki Müslümanlara tarihte görülen en acımasız kıyımlarından birini gerçekleştirdik. Mısır’ın meydanlarında toplanıp, İslami bir yaşam isteyen insanları bu taleplerinde hür bırakıyor ve yine meydanlarda başta Mursi olmak üzere, bütün insanlıktan özür diliyoruz.” şeklinde suçlarını ikrar edecekler mi?
Türkiye, İran, Irak ve Suriye başta olmak üzere, İngiltere ve diğer gasıp devletler; “Bizler Birinci Dünya Savaşından sonra en kıytırık ailelere bile krallıklar verdiğimiz halde, Kürtlere yaşam hakkı vermedik. Hepimiz ortak hareketle Kürtleri Zilan, Dersim ve Halepçe’de insanlığın utandığı katliamlardan geçirdik. Yapmamamız gerekirdi. Şeyh Said ve arkadaşlarına haksızlık yaptık. Molla Mustafa’nın yâd ellerde ölümüne sebebiyet verdik. Qazi Muhammed’i idam etmekle yanlış yaptık. Tarihin önünde özür diliyoruz.” diyebilecekler mi?
Örnekler çoğaltılabilir. Evet, bütün bunları biz insanlar yaptık. Afrika’ya aç kurtlar gibi saldırıp, yeraltı kaynaklarına göz diktik. Bunun için yerli halkın öldürülmesini hiç mi hiç önemsemedik.
Ortadoğu coğrafyasını simsiyah olarak gördük. Ama bu petrolün siyahlığı idi. Bu sıvıya verdiğimiz değeri insan kanına vermedik. Petrolün ülkelerimize akması için yöre insanının kanını heder ettik. Irak’ı talan ettik. Kuveyt’i virana çevirdik. Suriye bir varmış bir yokmuş haline geldi. Yemen’i tarumar ettik.
Hakikaten biz insanoğlu ne kadar da çok suç işlemişiz. Bunca yaptıklarımız azınlık birkaç ülke vatandaşının refahı içindi. Onlar yeryüzünün tüm kaynaklarına sahip olsunlar diye kıydığımız canların hesabını tutamaz hale geldik.
Biliyorum bu temenniler hayalden öte bir anlam ifade etmiyor. Virüs sonrası dünya eskisi gibi olmayacak diyenlerin kervanına katılmak babından, beklentilerimizi kaleme almış olduk.
Olmayacağını bile bile!..