• DOLAR 34.66
  • EURO 36.604
  • ALTIN 2957.66
  • ...

Diyarbakır HDP il Binası önündeki annelerin oturma eylemi devam ediyor. Çok basit ve yalın bir istekleri var: Evlatları.

Bir daha tekrar etmek istiyorum: Basit ve yalın. Yani katışıksız, masum, sade, düz, süssüz, gösterişsiz, siyasetsiz, bayağı hatta basbayağı bir şekilde evlatlarını istiyorlar.

Kürt annelerinin iç yangınları diğer bütün annelerinki gibidir. Sadece durumu nazik kılan iki fark var arada.

Birincisi: Kuruluşundan bu yana rejim tarafından evlatlarının “Etkisiz hale” getirilmeleri. Darağaçlarında, zindanlarda, meydanlarda, dağ ve ovalarda yitirilen evlatların acısı ilk önce kor gibi yaktı annelerin içlerini. Bu kor bir süre sonra küllendi.

İkincisi: Bu acıların üzerine bina edilen Pkk’nin 1984’ten beri, yine bu evlatları dağda, bayırda, ovada kaybetmesi; köylerde mayınlarla, bombalarla parçalaması.

Olay; küllenen bu acıların, kabuk bağlayan yaranın alttan alta enfeksiyon alarak şişmesi ve Diyarbakır HDP İl Binası önünde patlak vermesidir.

Aslında annelerimiz yıllardır bölgede hep böyle ağlıyorlar. Ama evlerinde, için için, kimseye hissettirmeden, gözyaşlarını gizleyerek, rejimin postalları ile Pkk’nin kalaşnikoflarından kaçarak, kuytu saklı köşelerde, belki başka başka bahanelerle ama aslında hep öz evlatları için ağladılar, ağladılar.

Vakıa volkanın patlamasıdır. Annelerimiz sesli ağlamayı, gözyaşları ile taleplerini dile getirmeyi, evlatları için öğrendiler. Diğer bütün anneler gibi.

Bunca kelamdan sonra esas derdimizi dile getirelim: Annelerimizin bu masum isteklerini görmemek veya görüp başka başka emellere alet etmek; aymazlıktır, fırsatçılıktır.

Çünkü bu insanî talep hiç olmadığı kadar Pkk veya HDP’yi köşeye sıkıştırmış bulunuyor. Bu nedenle Pkk ve HDP oturma eylemine köstek olmaya çalışmaktadırlar. Gelip-geçen HDP’lilerin annelere laf atmaları ve dalga geçmelerinden tutun da, "İl binamız herkese açıktır. Bekleriz :))" şeklinde twitter üzerinden gülücüklü paylaşım yapan Meral Danış Beştaş’a; oradan alın Kandil’dekilerin azar ve tehditlerine kadar, bütün bunları bir liste yapın, Pkk ile HDP’nin tavrı ortadadır.

Annelerin bu masum istekleri, malum kesim için alaya alınacak, olmadı tehditle, hatta ve hatta Kulp’taki eylem ile “Ayağınızı denk alın” şeklinde gözleri korkutularak dağıtılacak bir eylemdir.

Gelelim annelere destek verelim derken, saçma sapan hareketlerle durumdan istifade etmeye çalışan fırsatçılara. Hemen en başından söylemeliyim ki annelerin bu eylemi her türlü takdirin üzerinde ve desteklenmesi gerekmektedir.

Ancak destek için gelen gruplardan bazılarının, evlatları için bağrı yanan anneler ile dalga geçer gibi kendi felsefelerini öne çıkarmalarını, ideolojilerini arz etmelerini ibretle izliyoruz.
Bir grup gelip, futbol takımının renklerini annelerin boyunlarına sarıyor, diğer bir grup onlara; “Ne mutlu Türküm diyene” dedirtmeye çalışıyor, bir başkası gelip HDP’nin kapatılması gerektiğinden dem vuruyor. Yani desteğe gelen kesimlerden bir kısmının derdi öncelikle bizzat kendileridir. Oradaki annelerin yanan yürekleri değil.

Bölgedeki Türk-Kürt ayrışımının temelinde yatan önemli argümanlardan biri olan “Ne mutlu Türk’üm diyene” sloganını bu annelere söyletmek; işi sulandırmak, Pkk’nin söylemlerine destek vermektir.

Oradaki annelerin hiç kimsenin ideolojisi, gündelik söylemleri, politik çıkarları, tatmin edilmeyen duyguları ile işi yok.

Onlar sadece ve sadece evlatlarını istiyorlar.

Basit ve yalın.