• DOLAR 34.666
  • EURO 36.331
  • ALTIN 2942.253
  • ...

Partiler listelerini açıkladılar. Yani herkes birlikte yol alacağı kişileri seçti. Yorumcu ve gazetecilerin yeni işi, bu listeler üzerinden fikirler yürütmek.

Madem öyle o zaman biz de bu listeler üzerinden üç beş kelam edelim. Olayı Kürt sorunu veçhesi ile ele alalım.

Ancak konu dışında dahi olsa şunu belirtmemize müsaade edin. Kamuoyu yoklamaları Cumhurbaşkanı`nın oylarının, Ak Parti`nin oylarının önünde olduğunu gösteriyor.

Aslında kamuoyu yoklamalarına gerek yok. Birazcık haklın nabzını tutan herkes bu gerçeği biliyor. Anlaşılan o ki zikredilen husus hem Cumhurbaşkanı`nda hem de Ak Parti kadrolarında bir endişeye sebebiyet vermiş.

Öyle ya, Meclis çoğunluğunu elinde bulundurmayan bir Cumhurbaşkanı, hele ki bu isim R. Tayyip Erdoğan olursa, yapmak istedikleri noktasında epey sıkıntı yaşar ve hatta çalışamaz. Yasamadan gerekli desteği görmeyen yürütme kitlenir kalır. Daha açık bir ifadeyle, yeni bir icraat yapmak isteyen idareye, bu iş için Meclis`ten bir yasa gerekli olursa, önünü açacak bu kanun çıkmayabilir.

Fakat biz gelelim esas meseleye. Bir zamanlar Kürt illerinde PKK eylemleri ile emlak fiyatları birbirleri ile çok alakadardı. PKK eylemleri arttıkça emlak fiyatları düşerdi. Hatta bazı yerlerde üç-beş ev fiyatına bir mahalle alınabilirdi. Nitekim bu tür bir ticari kurnazlığa sahip kişiler, emlaka yatırım yapıyorlardı. Eylemler arttığında ev, arsa satın alıp; barış, aşîtî sözcüklerinin sık kullanıldığı ve eylemlerde nispeten azalma olduğu demlerde, ellerindeki emlakı satarlardı.

Hükümetin durumu biraz buna benziyor. PKK eylemlerini arttırdığında, Kürt sorunu gündeme gelir, entelektüeller konuşur, çözüm önerileri sıralanır. Ama PKK faaliyetleri durma noktasına geldiğinde, bu tür konuşmalara artık şahitlik edilmez.

Hâlihazırda böyle bir durum yaşıyoruz. Hükümetin etkili yurtdışı operasyonları, yurtiçinde PKK`ya vurulan darbeler, örgütün birçok idarecisinin, resmi tabirle “Etkisiz hale getirilmesi” neticesinde, eylem sayısında azalma oldu.

Ama bu arada Kürt meselesi de konuşulmaz oldu. HÜDA PAR hariç, bu sorunu gündem edinen birileri kaldı mı? Bu Parti tarafından yapılan “Kürt meselesine adil çözüm” çağırısı belki de erken seçim gümbürtüsü altında ses getirmedi ama önemliydi.

Şu an meseleden bahseden yok. Tabi bölgeyi ilgilendiren üç parti adayları açısından da durum değerlendirilebilir. Ancak öncesinde şunu belirtmemiz gerekiyor. Kürt illerinde her dönemin partisi etrafında kümelenen ihaleci, zimmetçi bir çıkar grubu var. Bunlar bir zamanlar AP, ANAP ve DYP etrafında kümelenmişken, günümüzde Ak Parti`nin çevresinde bir çember oluşturmuş durumdalar.

Tabi belirttiğimiz kişilikler açısından, dava gibi bir derdin olmadığı aşikârdır.  Bu gruplar müteahhitler vasıtasıyla gündelik çıkarlarının derdindeler. Dolayısıyla Ak Parti`ye zarar verdikleri yine herkesin malumudur.

Bir de oluşturulan aday listeleri üzerinden birkaç kelam etmemiz icap edecek. Ak Parti`nin bölge adaylarının profilleri genellikle Kürt hassasiyeti ve entelektüel birikim açısından, HDP ve HÜDA PAR'ın altında gibi görünüyor. Tabii HDP`nin de daha fazla Marksist adaya yer verdiğini unutmayalım.

Bu arada yanlışlara vesile olmamak açısından, HÜDA PAR adaylarını mezun oldukları okullar üzerinden değerlendirmemek lazım. Bu gelenekten gelen insanların birçoğunun medrese eğitiminden geçtiğini belirtmek gerekiyor.

Özellikle belirtmek istediğim husus şudur: AK Parti`nin bölge adaylarının diğer parti adaylarına nazaran zayıf kaldığıdır. Peki, Kürt sorunu ile ilgili çözüm üretemeyen, gündelik ihale, yatırım ve tayinlerle ilgilenen klasik vekil adayları, halka ne söyleyebilirler?

Sahi sizce Kürt sorunu bitti mi?