• DOLAR 34.66
  • EURO 36.622
  • ALTIN 2945.606
  • ...

Olay Diyarbakır`da oluyor. Sahabe şehri Diyarbakır`da.

Suç, camiye gidip Kur'an dersi vermek. Suç yılı 2004. Yerel mahkeme ceza veriyor. Ceza Yargıtay'a gidiyor ve onaylanıyor. Suçlu engelli bir kadın! Ve gece evine baskın düzenlenip kapısı kırılarak gözaltına alınıyor. Hem de çocukları yere yatırılarak. Örtünmelerine bile fırsat verilmeyerek.

Filistinli kız gibi size bağırmak istiyorum. ‘Arun aleykum! ‘Arun aleykum! ‘Arun aleykum.

İlke Haber Ajansı'na konuşan A.O.'nun avukatı Mirhan Özbekli, müvekkilinin insanlığa sığmayacak bir şekilde tutuklandığını söyledi ve şunları ekledi:

"Bu akşam saatlerinde engelli olan müvekkilimin evine onlarca özel harekat polisinin katılımıyla baskın düzenlendi. Baskında müvekkilimin evinin kapısı koçbaşıyla kırılmak suretiyle ve postallarla içeri girildi. Baskında müvekkilimin kız çocukları yere yatırıldı, evin içi dağıtıldı. Daha sonra müvekkilim gözaltına alınarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürüldü."

Müvekkilinin sadece İslami kimliğinden dolayı cezalandırıldığını vurgulayan Özbekli, "Müvekkilim 2004'te cami çalışmalarından dolayı, yani Kur'an-ı Kerim dersi verdiği için gözaltına alınmış daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Dava sürecinin sonunda müvekkilim hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Temyizde olan dava hakkında Yargıtay mahkûmiyet kararını onaylamış. Evet, sırf cami çalışmalarından dolayı, Kur'an dersi verdiğinden dolayı." dedi.

Atatürkçülük açılımı yapacağınıza Müslüman halkla barışma açılımı yapsaydınız daha iyi olmaz mıydı? Görmediğiniz mazlum ve mahrumlarla barışsaydınız daha iyi olmaz mıydı? Ama diyeceksiniz ki bizim zaten halkla bir sorunumuz yok! Tabi sizin sadece sizin dediğinizi yapan, size itaat eden, hep sizi alkışlayan, yanlışlarınızı söylemeyenlerle elbette bir sorununuz olmaz. Ama size bildikleri kadarıyla hak ve hakikat noktasında bir muhalefet söz konusu oldu mu onları gördüğünüz yok? Baskına uğrar, zindanlara atılır, zindanda ölümcül hastalığa yakalanır. Cenazesi ancak çıkar cezaevlerinden ama sizin bundan hiç haberiniz olmaz. Bir laik Kemalist hasta olur ziyaret için sıraya girer, özel doktor ve helikopter gönderirsiniz. Hem de sabah akşam size küfrederler, hakaret ederler. Sahip olduğunuz makam ve mevkileri ebedi zan etmeye başladıysanız sonunuz hüsran olacak demektir. Siz Müslüman halka ayırım yapmadan sahip çıkacağınıza söz verdiniz. Ama bir dönem Fetö ile iş tuttunuz arkanızı halka döndünüz. Sonra Hdpkk ile iş tutunuz yine arkanızı halka döndünüz. Şimdi de Atatürkçülerle iş tutuyorsunuz ve yine arkanızı halka dönüyorsunuz! Bu mustazafları her dönem ezdiniz. Seslerini kestiniz. Görmezden geldiniz. Fetö`ye her şeyi verdiğiniz döneminde ezildiler, Hdpkk ile barış açılımı döneminde öldürüldüler, Atatürkçülük açılımı döneminde de cezalar alıyorlar.

Bu mazlumlar Allahın kitabını öğrenmek için Allahın evine gidiyorlar ama siz oraları da yasaklayıp ceza veriyorsunuz. Bundan daha büyük bir zulüm var mı?

Hem bir anne, hem bir Ku'ran öğreticisi ve hem de bir engelli. Hem camiye gidiyor, hem Kur'an öğretiyor hem de çocuklarına bakıyor Diyarbakır`da. Siz hiç Allahtan korkmaz mısınız?

Hiç haberimiz yoktu demeyin! Olabilir, ama siz bu yargıçlara bu cesareti veriyorsunuz. Onlar sizin bu tavırlarınızdan bu cesareti alıyorlar. Müslüman halkın sahipsizliğini görüyorlar. Onların Avrupa`dan, Amerika`dan, İsrail`den savunucuları yok. Araya adam sokup cezaevlerinden ajanlarını bile çıkaracak kudrette yardımcıları yok. Güvendikleri Müslüman kardeşleri de onlara sırt dönmüş olabilir. İktidar sahipleri de onarlı sahipsiz bırakmış!

Ama şunu da kimse unutmasın ki; ahrette,  hesap gününde, mahşer meydanında hesap soracak bir olan Allah var. Hasbunaallah ve ni`mel vekil. Ni`mel mevla ve ni`mennesir.