• DOLAR 34.602
  • EURO 36.716
  • ALTIN 2903.784
  • ...

   Çok ilginç gelişmeler ile karşı karşıyayız. Darbe sabahı elinde çiçeklerle darbecileri karşılayacağına inandığımız bir kesim, darbenin başarıya ulaşmamsının hıncını alırcasına, darbeye karşı duran İslami kesime ard arda darbeler vurmakta. Saldırı üstüne saldırılar yapmaktadır. Son darbe girişimi de dâhil olmak üzere bütün darbeler Kemalizm ve laiklik adına yapılmışken, “cambaza bak cambaza” oyunu ile bütün suçu İslami cemaat ve tarikatlara yüklemeye çalışmaktalar.

   Tam bir utanmazlık sergilenmekte! Bu iş için de, ne yazık ki, bazı İslami cemaat ve şahsiyetler kullanılarak bir taşla iki kuş vurmaktadırlar. Kendilerini saklayarak bu kişiler üzerinden topluma cemaat ve tarikat korkusu pompalamaktadırlar. İslami kesimden gelen tepkileri yine İslami kesimlere yönelterek, Müslümanları birbirine düşürmeye çalışmaktadırlar. Tokmak ellerinde, davullarını da bazı İslamcıların boyunlarına geçirerek ha bire çalmaktalar. Tam bir şeytanlık yapıyorlar.

   Bu ülkede yıllarca Kemalizm ve laiklik adına yapılan zulümler sanki hiç yapılmamış gibi, üniversite ve devlet dairelerinde yapılan zulümler yaşanmamış gibi gösterilerek, toplumsal hafızaya İslam`ı tehdit olarak sunmaya çalışıyorlar. Batının emellerini adım adım uyguluyorlar.

   Daha dün yaşanan 28 Şubat sürecinde, yapılan zulümler arşı titretirken, bu ekranlar ve bu kesimler, bu zulme çanak tutmadılar mı? Yine bu ekranlardan, dün 28 Şubatçıları alkışlamadılar mı? Bu zulmün aleyhinde bir tane program yaptılar mı? Sakallı ve başörtü avına çıkmadılar mı? Darbenin sosyolojik ve psikolojik ayağını oluşturmadılar mı?

   Yok efendim, şortlu kıza birisi bir tekme atmışmış, yok efendim okullarda mescit açılmışmış, yok efendim şöyle olmuşmuş böyle olmuşmuş. Evet, bir zulüm ve haksızlık varsa kimden gelirse gelsin, kime olursa olsun karşısında olmak lazım. Ama bunların yaptığı habercilik ve programcılıktaki mesajlar şeytanca ve fitne amaçlı. Türkiye`de hala inancından dolayı mağdur olanlar, bağnaz laiklerce zulme uğrayan insanlar var. Bunların bir gün haberini yaptılar mı? Avrupa`da laiklik adına Müslümanlara yapılan zulümleri çıkardılar mı ekranlarına! Laik batının Müslüman memleketlerindeki kıyımlarını ve yıkımlarını dillendirdilermi?

   Dün darbe olduğunda, kimin darbecilerin karşısında durduğunu, kimin de marketlere ve para çekme kuyruğuna girdiğini herkes çok iyi biliyor.

   Evet, darbenin birinci ayağı olan silahlı kalkışma önlendi. Ama daha tehlikelisi olan sivil ayak hala iş başında. Topumun ana damarlarını koparmaya çalışıyor. Toplumu birbirine kenetleyen yapıları yıkarak, toplumu ayrıştırmaya çalışıyor, güçsüzleştirmeye çalışıyor.
   Bu topum, dün 28 Şubatlara karşı ayakta durabildiyse bu kesimlerin sayesinde oldu. Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan bu insanların desteğiyle bu ülken başına geçtiler. Eğer bu laik kesimlere kalsaydı onları bir mahalle muhtarı bile yapmayacaklardı. Onların bu halka duydukları kin ve düşmanlık o kadar fazla ki, kanını içseler kesinlikle doymazlar.

   Toplum her ne kadar darbeye karşı direndiyse de, hala toplumda kırılgan birçok fay hattı vardır. Bunlar onarılmış değildir. Bu fay hattından birinin kırılması kesinlikle diğerlerini de tetikleyecektir. Bugün emperyalist ülkelerin oyunlarına alet olanlar sadece bir laikler değildir. Kendilerini bu oyunlardan uzak gören yönetimler de aslında tam da bu oyunun ortasında ve başrol oyuncular olduklarını zaman göstermiştir. Dolayısıyla toplumun bütün kesimleri arasında adaletin ve özgürlüklerin sağlanması temin edilerek, bu fay hatlarının kırılmasına engel olunmalıdır. Bu oyunlar boşa çıkarılmalıdır.

   Darbelerin ancak halkın önleyebileceğini yaşayarak öğrendiğimiz bu tecrübeden sonra, darbecilere gelecekte zemin hazırlayacak söylem ve eylemlerden uzak durmalıyız. Sapla samanı birbirine karıştırmamalıyız. At izi ile it izini karıştırmamalıyız.