• DOLAR 34.467
  • EURO 36.366
  • ALTIN 2871.412
  • ...

   HDP seçimde kendilerine oy çıkmayan köylere şimdiden eylemlere başladılar. Onları barış havarisi gibi gösteren, Kürtlerin temsilcisi gibi muameleye tabi tutanlar, gerçek yüzlerini bildikleri halde, Kürtleri bu canilere mahkum etmeye çalışıyorlar.

   Şimdiye kadar hangi seçimde bunlar kan akıtmamışlar? Hangi seçimleri olaysız geçmiş?

   Ama şu da bir gerçek ki, yaptıkları hep yanın kar kalmış! Öldürdükleri, dövdükleri, sürdüklerinin hesabını kimse sormamış. Hal böyle olunca onlar da azdıkça azıyorlar. En ufak bir tartışmada insanımızı taramaktan, öldürmekten bir an geri durmuyorlar.

   Yaptıkları yanlarına hep kar kalıyor. Sorumluluk makamında olanlar esip gürlüyorlar ama bir türlü gazap yağmurları yağmıyor.

   Daha geçen seçimde öldürmek kastıyla başka  köylüleri taradılar, bir kadın bir erkek, iki kişiyi yaraladılar. Bingöl'de iki kişiyi şehit ettiler. Kuzey Irak Kürdistan bölgesine saldırıyorlar. Koruyucuları öldürüyorlar. Kobani bahanesiyle ortalığı yakıp yıktılar. Onlarca canı aldılar. Bayan erkek dinlemiyor herkese saldırıyorlar.

   HDPKK  yaptıklarının karşılığını görmedikçe daha da saldırganlaşıyor. Dağdakiler, köydekiler, şehirdekiler komple, hepsi birden saldırıya geçiyorlar.

   Sonra da çıkıp ekranlarda saz çalıp barış havarisi kesiliyorlar. Şer odaklarının pohpohlamasıyla kendilerini kahraman görüyorlar.

   HDPKK bu düşüncede olduğu müddetçe ne bölgeye, nede orta doğuya barış katiyen gelmez, gelemez. Onların barış barış dedikleri bölgenin onlara teslim edilmesidir.

   Onların barış barış dedikleri dağdakilerin gelip şehirlere yönetici, gerillanın da asker ve polis olmasıdır.

   Daha dağlarda yaşarken böyle katliam ve zulümlere imza atanlar, şehirlere indiklerinde şehirlerin hali nasıl olur varın siz bi düşünün. Uzağa gitmeye gerek yok alın size 6,8 Ekim olayları. Bunun küçük bir provasıydı.

   Bizi öldürenlerle, bizim dükkanlarımızı evlerimizi, arabalarımızı yakanlarla biz nasıl beraber yaşayacağız? Bizi öldürmeyi bırakmayanlarla, evlerimizi, dükkan ve arabalarımızı yakmayı bırakmayanlarla biz nasıl beraber yaşayacağız?

   Ayinesi iştik kişinin, lafa bakılmaz. Bunların dilinden demokrasi, barış ve insan hakları düşmez ama sadece kendileri için istiyorlar. Kendilerinden olmayanları için uygun gördükleri ise ölüm, sürgün ve yakıp yıkmaktır.

   Unutulmamalıdır ki Hizbullah ile PKK arasındaki ilk çatışmanın fitili, yine İdil'den ateşlenmişti. İdil'de Hizbullah'ın  sabrı taşmış, İdil'de PKK'ye silahla karşılık verilmişti.