• DOLAR 34.476
  • EURO 36.356
  • ALTIN 2869.884
  • ...

Fransa`da peygamber efendimize hakaretler yapan dergiye saldırılar olmuş. Onbir kişi hayatını kaybetmiş. Fransa şoka girmiş miş. Bütün dünya şoka girmiş miş. Neden onbir Fransız öldü diye mi? Hâlbuki siz her gün dünyanın değişik yerlerinde doğrudan ve dolaylı yüzlerce, bazen binlerce insanları öldürüyorsunuz. Sizin sattığınız silahlarınız ve desteklediğiniz zalimleriniz günde yüzlerce insanı katlediyorlar. Bunlara niye sesiniz çıkmıyor, soka girmiyorsunuz? Bunlar insan değil mi? Onlarınki can değil mi? Onların anneleri babaları yok mu? Yoksa onları tanımıyorsunuz, onla sizin vatandaşlarınız değil diye ölümü mü hak ediyorlar? İnsan değil onlar birer hayvan mı? Bu olay kimsenin beklemediği bir şey değildi. Sizin o fikir hürriyetiniz bu insanların katilleridir. Sizin kutsal değerleriniz olmayabilir. Uğrunda ölecek kadar kutsalınız da olmayabilir. Ama sizin yok diye başkalarının da olmaz, olamaz diyemezsiniz! Dolayısıyla kalkıp ta kimsenin kutsalına eleştiri, düşünce ve tenkidi aşan aşağılama, hakaret ve sövme hakkını kendinizde bulamazsınız. Kimseyi takmadan canınızın istediği gibi sövüp sayamazsınız? Sizin öyle bir hakkınız yok. Eğe buna cüret ederseniz o zaman da sonuçlarına katlanmalısınız.

Eğer siz o gün karikatürleri yayınlayan bu İnsanlara sahip çıkmayarak, Müslümanların hissiyatını paylaşsaydınız, bugün bu olay meydana gelmezdi. Siz milyarlarca müslümanı bir kenara atarak birkaç sapık karikatüriste sahip çıkarak Müslümanları aşağıladınız. Haddinizi aştınız. Elbette insan düşüncelerinden dolayı öldürülmemeli. Ama düşünce ile hakaret, fikir hürriyeti ile aşağılanmayı da birbirinden ayırmak lazım. Bütün Müslümanların temsilcisi olan bir insan hakkında konuşup yazarken de saygılı olmak lazım.

Batı, Müslümanlar söz konusu olduğunda atış serbest. Her türlü hakaret, sövme, aşağılama onlar için sıradan yapılması gereken bir ayin olarak görülüyor. Müslüman gençlerin bu kadar şiddete meyilli olmalarının en büyük sebebi batının barbarlığıdır. Müslümanları ve Müslüman değerleri ayaklar altına almasıdır. Eğer batı Müslüman dünyasından bir şeyler bekliyorsa önce kendisi bunu yapmalı, ilk adımı atmalıdır. İğneyi kendisine çuvaldızı başkasına batırmalıdır. Müslümanları ve Müslümanların hissiyatına saygı göstermelidir. Müslümanların başındaki kukla yöneticilere göre değil, Müslüman halka göre kararlar vermelidir. Yoksa bu olaylar ne ilk olur nede son olur.

Bu dünyada hep beraber yaşıyoruz. Dünyanın herhangi bir yerinde huzur yoksa bu eninde sonunda bizim de huzurumuzu kaçıracaktır. Kimse bundan kurtulamaz. Bugün batının olaylara bakışı ve değerlendirilişi tam da "hırsızın hiç mi suçu yok" denilen cinsteki fıkra gibi olmuştur: Bir gün Nasreddin Hoca`nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi : -Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki? Bir başkası: -Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? diye konuşmuş. Bir diğeri de : -Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor. Hoca kızmış: -Yahu demiş, iyi güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok? Batının hiç mi suçu yok!