• DOLAR 34.602
  • EURO 36.716
  • ALTIN 2903.784
  • ...

Son zamanlarda Irak`ta meydana gelen hadiselerden dolayı Kuzey Iraktaki Kürdistan yönetimi sık sık gündeme gelmektedir. Tabi, herkes kendi penceresinden olaya bakmakta ve dolayısıyla farklı farklı görüşler ortaya çıkmaktadır.
Olaya bakanlar ne yazık ki, genelde kavmi, ırki, devleti ve menfaati bakış açıları ile bakmakta ve Kürtleri yaralayıcı bir dil kullanmaktadırlar.

Unutulmaması lazım ki, bugün dört ülkenin sınırları içinde yaşayan bu millet, sınırları içinde yaşadıkları devletlerin ikinci çoğunluk milletidirler. Dolayısıyla konuşanlar ve tartışanlar bu hakikati göz önünde bulunmalıdırlar.

Bugün dünyanın hiçbir ülkesinde, Kürtler kadar nüfusa sahip olup da devleti olmayan bir millet yoktur. Bırakın Kürtler kadar olmayı, Kürtlerin dörtte bir nüfusuna sahip olanlar bile devlet sahibidirler. Hatta bazı milletlerin birçok devletleri vardır.
Peki, niye şimdiye kadar Kürtlerin bir devletleri yoktu da, şimdi devlet sahibi olmak istiyorlar?

Çünkü şimdiye kadar sahipsizlikten hiç bu kadar zulme uğramadılar da ondan. Şimdiye kadar bir devlet sahibi olma ihtiyacı hissetmediler. Her ne kadar istenilen şartlarda olmasa da İslam hukuku çerçevesinde haklarına razı oldular.
Ama bugün durum hiç de öyle değil. Son yüzyılda Kürtlerin uğradığı ihanet, katliam ve zorbalıklardan ötürü kimse yardımına koşmadı. Kimsede elinden tutmadı. Sahipsiz bir halk olarak ortada kala kaldılar. Sığındıkları ülkeler tarafından ihanete uğradılar, yok sayıldılar. Baktılar ki artık devir değişti, İslam değil, ırk esasına dayalı bir kardeşlik sistemi kurulmuş. Geç de olsa onlarda, bir devlete sahip olmak için çalışmaya başladılar.

Şimdi Kürt devletine karşı olanlara sormak lazım, Halepçe`de katliama uğrayan Kürtlere kim yardım etti? Saddam`ın zulmüne uğrayan Kürtlere kim yardım etti? Şeyh Sait isyanında kim Kürtlere yardım etti? Ağrı ayaklanmasında kim yardım etti? İsimleri değiştirilen şehirlerine, köylerine, dağlarına, ovalarına kim karşı çıktı? İran şahının zulümlerine kim ses çıkardı? Rusya`da Kurdistana Sor`da sürülen Kürtlerden kimin haberi oldu? Gagavuz Kürtlerinden ve onların sürgünlerinden kim haberdar? Saddam`ın yurtlarından sürdüğü Kürtlere kim sahip çıktı? Bir top gibi kendi vatanında dörde bölünmüş sahada ordan buraya fırlatılan, sürülen atılan Kürtlere kim sahip çıktı? Hiç kimse. Kürtler gördü ki artık devir kardeşlik devri değil. Devir kavmiyetçilik devri olmuş. O zaman onlar da kavmiyetçiliğe döndüler. Yani Kürtleri bu hale getirenler Kürtler değil, Onlara sahip çıkmayan ancak onlara eğemen olan diğer milletlerdir.

Şimdi Kürtler Kuzey Irak`ta kendi vatanlarında, bir devlet kurma aşamasındadırlar. Bakıyorum birileri yine koro halinde eski türküleri söylemeye başladılar. “İstemezük istemezük.” Amerika Irak`a girdi kimse ses çıkarmadı. Afganistan`a girdi kimse ses çıkarmadı. Filistin topraklarında bir Siyonist devlet kuruldu kimse ses çıkarmadı. Afganistan`a Ruslar girdi kimse ses çıkarmadı. Sonra Amerika girdi işgal etti yine kimse ses çıkarmadı. Şimdi Kürtler kendi topraklarında bir devlet kurmak istiyorlar herkes bağırmaya başladı. “İstemezük istemezük” diye.

Niye? Herkese hak olan bir hak Kürd`e de haktır. Sen böyle yapmakla Kürtleri Yahudi`nin, Hıristiyan`ın ve Komünistin kucağına itiyorsun. Denize düşen yılana sarılır misali sen onları yılana mahkûm ediyorsun.

Geçmişte bu insanlara sahip çıkmadın bari şimdi sahip çık da senin yanı başındaki komşun ile düşman olmayasın. Bir oyuna gelip de, dört halkı karşı karşıya getirecek bir fitnenin ateşini yakmayasın.

Eğer kardeş isek her şeyde kardeş olalım. Eğer kardeş değil isek hak ve hukukumuza saygı gösterelim. İnsanca bir arada yaşamasını öğrenelim.

Şu anda bazılarının yaptığı bu düşmanlık, sadece Kürtleri düşmanın kucağına itmektir.