• DOLAR 34.501
  • EURO 36.499
  • ALTIN 2911.503
  • ...
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak anılan bir gün. Tüm dünyada çeşitli gösteri, yürüyüş ve etkinliklerle geçiyor. Tabi ki ülkemizde de bu gün anılıyor. Konu olarak bakıldığında gayet haklı ve desteklenmesi gereken bir konu. Sonuçta kadınlar bizim annelerimiz, bacılarımız, eş ve çocuklarımızdır. Onları korumak en başta gelen görevlerimizden biridir.

Ama gel gör ki bazı sapkın çevreler bu günü kendi sapkın düşünce ve emellerine alet etmeye, bu gün üzerinden Müslümanlara ve İslam`a saldırmaya, ahlaksız ve namussuz düşüncelere alet etmeye çalışıyorlar.

Öyle pankartlar ve yazılar asıyorlar ki, insanın midesi bulanıyor. Kadına şiddeti, kadına şiddet olarak kınamıyorlar da, kendi cinsel arzuları önündeki engel olarak görüyorlar ve bunun için şiddetle karşı geliyorlar. Masum bir eylemin arkasına şeytani bir plan yapıyorlar.

Elbette kadına şiddet kimsenin kabul etmeyeceği bir durumdur. Bununla mücadele edilmelidir. Ama böyle masum bir olayı kendi sapık duygu ve düşüncelerine bir kısım insanların da kamuflaj olarak kullanmasına öncelikle kadınlar müsaade etmemelidir. Bu istismarcı kesim "beden benim bedenim" diyorlar. "Ben kimsenin namusu değilim" diyorlar."İstediğimle yatarım" diyorlar. "Kürtajıma kimse karışmasın" diyorlar. Flörte özgürlük istiyorlar. Daha ilköğretimden başlayarak kız-erkek beraberliğini savunuyorlar. Ayrıca her türlü ahlaki ve cinsi sapıklığın toplum tarafından kabul edilmesini istiyorlar. İşte tüm bunları kadına şiddet maskesi altında topluma kabul ettirmeye çalışıyorlar.

Ortada kadına şiddeti istismar eden ciddi bir durum var. Şu çarpık mantığa bakar mısınız; "çocuk gelinlere karşıyız" diyorlar anladık, "çocuk istismarına karşıyız" diyorlar güzel, peki ya çocukların her türlü istismarına sebep olacak yolların kapatılmasına ne dersiniz? Olur mu efendim hangi çağda yaşıyoruz? Bu çağdışı ve gerici bir uygulamadır. Bir suçu engellemek için önce ona giden yolların kapatılması gerekmez mi? Ama anlıyoruz ki bu iş öyle göründüğü gibi masum bir istek değil. Çünkü maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir.

Bu işin arka planında bazı gruplar, toplumda var olan ar, namus, hayâ ve iffeti yok etmek için kullandıkları bir araç haline gelmiş. Kadına karşı şiddeti kalkan yaparak o kalkanın arkasında şeytani emellerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu duruma en başta kadınlar fırsat vermemelidir. Bu durumlarını istismar eden bu fırsatçılara asla fırsat vermemelidirler.
Özellikle Müslüman bayanlar bunları deşifre etmeli, aralarına almamalıdırlar. İnancımıza, örfümüze ve geleneklerimize aykırı olan bu tür oluşum ve fikirleri red etmelidirler. Haklı olan davalarını suiistimal edip asıl mecrasından çıkaran bu sapkınlara fırsat vermemelidirler.

Çünkü bu gibi "düşüncelerin kadına özgürlük," kadına şiddete hayır" diye anladıkları kadına ulaşma yollarının özgürleştirilmesini, cinsel arzu ve isteklerinin sınırlandırılmamasını istiyorlar. Bu konuda kendilerine bir şiddetin ve sınırın uygulanmamasını istiyorlar.

Kadına şiddet bunların kendi sapkın emellerine kalkan yaptıkları malzemeden başka bir şey ifade etmiyor.

Evet, kadına şiddete hayır. Kadına şiddeti kendi sapık emellerine alet etmek isteyenlere de hayır.