• DOLAR 35.346
  • EURO 36.538
  • ALTIN 3031.76
  • ...

Bu mesele artık gizli kapılar arkasında konuşulur olmaktan çıktı. Bu artık israilin hazırladığı raporlarda, hükümetine komisyonlarınca yapılan tavsiyelerde konuşulan konular.

Şu anda Filistin işgal altında, peşinden Suriye işgal edildi. Şimdi de Ürdün için planlar yapılıyor. Ürdün’ün de şimdilik bir kısmı güvenlik gerekçesi ile işgal edilecek. Ürdün Vadisi stratejik bir öneme sahip imiş israil için. Dolayısıyla işgal edilmeli imiş. Suriye’nin stratejik yerlerine zaten yerleşti. Lübnan’da işgal edilen yerlerden de çekilmeyeceğini söyledi. Eskiden iki ileri bir geri adım atarken şimdi artık geri adım atmak yok diyor. İşgal ettiği yerde kalıyor. Bütün dünya da seyrediyor. Aynı şeyi başka bir ülke yapsaydı anında başına insan hakları kuruluşları ve Birleşmiş Milletler üşüşürdü! Ancak söz konusu israil olunca süt dökmüş kedi oluyorlar!

İşgalci israil şu anda kendisine bölgede rakip olarak Türkiye’yi görüyor. Türkiye’nin Suriye hamlesi ile de Türkiye ile israil karşı karşıya gelmiş durumda. Dolayısıyla hemen raporlar hazırlamaya başladılar. Olası bir Türkiye savaşında nelere ihtiyaç var onun hesabını yapıyorlar.

Bu iş artık gelip kapıya dayandı. Buna artık Türkiye’nin de tedbir alması lazım. Buna da Suriye’den başlamalı. Türkiye ile Suriye arasında ivedilikle anlaşmalar yapılarak bu işin hukuki zemini oluşturulmalı. israile darbe vuracak özellikle hava savunma sistemleri geliştirilmeli. Çünkü baktığımızda israilin bütün gücü hava saldırılarında. Onu kırdın mı elini ayağını kırmış olursun.  Özellikle yeni Suriye hükümetinin ayağı sağlam yere basmalı. Artık Türkiye’nin ve bütün bölge devletlerinin nihai tek düşmanının da israil olduğu ayan beyan ortaya çıktı. Bu anlamda bölge devletlerinin de desteğini alarak israil karadan, denizden ve havadan abluka altına alınmalı. İnanın ki sadece bu abluka bile savaşa gerek bırakmadan israili bitirir.

1917 Balfour Deklarasyonu ve 1947 Birleşmiş Milletler Filistin’i Bölme Planı ile Filistin, Siyonistlere verildi. Ardından İngilizler Siyonistleri silahlandırdı. Filistinlilerin elindeki silahları da topladı. Filistinliler, Siyonistler için kurbanlık koyun haline getirildi. 1948’de Siyonist devletin bağımsızlığını ilan etmesi ile de bölgede savaşlar başladı.

1948 Arap-israil Savaşı, 1956 Süveyş Krizi savaşı, 1967 Altı Gün Savaşı, 1973 Yom Kippur Savaşı, 1982 Lübnan Savaşı, 2006 Lübnan Savaşı bu savaşlarda israil, Filistin’e, Mısır’a, Lübnan’a, Suriye’ye ve Ürdün’e saldırmıştır.

2008-2009 Gazze Savaşı (Dökme Kurşun Operasyonu), 2012 Savunma Sütunu Operasyonu, 2014 Gazze Savaşı (Koruyucu Hat Operasyonu), 2021 israil-Filistin savaşı, 2022 Şafak Operasyonu, 2023 israil-Gazze Savaşı, isral-Lübnan savaşı ve şimdi de Suriye savaşı kapıda….

1917’den 2025’e girdiğimiz şu ana kadar terör çetesi israil hala bölgede savaş içinde. Şimdi bunun tarihine bakıp ta bu ülkenin bundan sonra savaşmayacağını, yerinde duracağını düşünen varsa artık aklından veya sadakatinden şüphe etmek lazımdır.

Bundan dolayı bir an önce bölgede bir savaşa hazırlık yapmak en öncelikli meseledir. Bu savaşın bir tarafı hep işgalci Siyonist devlet olduğuna göre düşman da bellidir. Bundan sonraki bütün plan ve programlarımız buna göre olmalıdır. Yoksa bölge bir yüzyıl daha iç savaşlarla kaosa sürüklenecektir!

Diğer Köşe Yazarları