• DOLAR 34.649
  • EURO 36.384
  • ALTIN 2932.005
  • ...

2008 yılında 100 çocuk nüfusa karşı 68 yaşlı nüfus vardı. Şimdi her 100 çocuk nüfusa 132 yaşlı nüfus var. Yani bir tarafta hızla yaşlanırken diğer taraftan hızla nüfusumuz azalıyor. Ölüm ile doğum arasında denge altüst oldu. Çünkü çocuk doğurmuyoruz. Evet, sonunda o felaket geldi kapımızı çaldı. Uzun yıllar sinsi sinsi çalışanlar emellerine ulaştı. Sözde bizim iyiliğimizi isteyip canhıraş çalışanların planı şimdi anlaşıldı. Şimdi oturup kutlama yapıyorlardır? Sonunda nüfusta Avrupa gibi olduk. Artık ölü sayımız doğum sayımızı geçti. Gelecek yıllarda daha fazla ölüm, daha az doğum olacak. Ve nüfusumuz hızla yaşlanacak! İstesek de nüfusu yenileyemeyeceğiz.

Bir ülkeye bundan daha büyük bir kötülük yapılabilir mi? Bir ülkenin neslini kurutmaya çalışmak vatana ihanetten daha büyük bir suç olması gerekirken ne yazık ki bizde devletten teşvik bile görüyordu. “Bakabileceğin kadar çocuk yap” naraları ile ortalığı kasıp kavuranlar şimdi zil takıp oynuyorlardır. Birileri bu işi bilerek yapıyordu. Ama bizim ahmaklar da onlarla beraber hatta daha fazla çalışıyordu!

İşte şimdi ülke nüfusu yaşlanmaya başladı. Bu sürece bir girdin mi artık çıkamazsın. Aşağıdaki çarka bir bak, bundan kurtulup evlenmek yürek ister.

On sekizinden önce evlenenleri hapse at.

Evliliği kötüle.

Zinayı serbest bırak. Evliliği zorlaştır.

Ömür boyu nafakaya mahkum et.

Düğün masraflarını altından kalkılmayacak hale getir.

Çocuk doğurmaması için kampanya yap.

Çocuğu çok olanları küçümse, ev verme.

Evde köpek besle, çocuk besleme. Sokak köpek doldu çocuk yok.

Babayı aşağıla.

Boşanmada çocuğu görmeyi engelle.

Evliliğe teşvik etme.

Önce okul, meslek, kariyer, sonra evlilik.

Evlilikte çocuk yapma. Çünkü çoğunda boşanma oluyor.

Asgari ücret evliliğe yetmiyor.

Okuma seviyesi yükseldikçe doğurganlık oranı düşüyor!

Şimdi bu kadar olumsuzluk varken bunların arasından sıyrılıp evlenmek ve aile kurmak, çocuk sahibi olmak gerçekten büyük bir kahramanlık. Onun için evlilik ve doğum oranları azalıyor. Şu anda Avrupa ülkeleri seviyesi altındayız. Yakında Japonya gibi olacağız. Yalnızlar bakanlığı kuracağız. Ne yazık ki bizi bu hale getirdiler.

O zaman ne yapmalıyız? Hiç zaman kaybetmeden bu konu ile ilgili bir dersi müfredata koymalıyız. Evliliğin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Bu iş beka meselesi ise bunun için kesenin ağzını açmalıyız. Evliliğe ve doğurganlığa teşvik için cazip teklifler yapılmalı. Üniversitede evli olanların gideri devlet tarafından karşılanmalı. Her çocuk başına aileye gelir bağlanmalı. Aile çocuk sahibi olduğu için gelir elde etmeli. Bütün işler aile ve çocuk ekseninde planlanmalı.

Ha toprak erozyonlu olmuş, ha çocuk erozyonlu olmuş fark etmez. Birinde çölleşiyoruz, diğerinde insansızlaştırıyoruz.

Çölleri ve dağları ormanlaştırıldığımız gibi köyleri ve şehirleri de çocuklaştırmalıyız. Bu iş için özel ekipler kurup evli çiftlerin kapısını çalmalıyız. Bir daha peygamberin buyruğunu tutarak çoğalmak için kolları sıvamalıyız. Yarın çok geç olabilir.

Neslimiz yok olmasın!