• DOLAR 34.493
  • EURO 36.408
  • ALTIN 2863.977
  • ...

Bir süredir HÜDA PAR ile Ak Parti arasında ittifak ile ilgili görüşmeler yapılmakta. Bu görüşmeler gizli gizli değil, genel başkanların görüşmeleri sonrasında kamuoyuna açıklandı, duyuruldu. Dolayısıyla siyaseten de olması gerektiği gibi olmakta. Bazıları gibi kapalı kapılar ardında gizli gizli olmamakta.

Türkiye’de seçim sisteminde yapılan son değişikliklerden sonra artık partiler arasında ittifaklar bir zorunluluk olmakta. Çünkü tek başına hiçbir parti cumhurbaşkanı adayını başkan yaptıramıyor. Dolayısıyla başka parti ile ittifak yapmak zorunda. Ayrıca sistemden kaynaklanan baraj meselesinden dolayı da az oy alan partiler de meclise giremiyor. Yani partiler birbirlerine muhtaç.

Hal böyle olunca partiler arasında seçim ittifakı yapmak en karlı yol oluyor. Bir tarafta Cumhur İttifakı, diğer tarafta da Millet İttifakı diye iki ittifak oluştu. Geri kalan partiler de ya kendileri seçime girecek yada aralarında bir ittifak oluşturup girecekler. Tabi bir de yüzde yedi gibi bir seçim barajını da aşmaları gerekecek. Hal böyle olunca oyu az olup seçime giren partilerin seçenekleri daha da azalıyor.

Dolayısıyla partiler arasında görüşmeler ve konuşmalar kaçınılmaz oluyor. Ancak herkese helal olan bu meseleler konu HÜDA PAR olunca birden değişiyor. Hızını alamayan bazı kendini çok beğenmiş zevat, hemen bağırmaya başlıyor. Vay efendim oyu şu kadarmış da, şu görüşleri varmış da, söyle söylüyormuş da… Yahu arkadaş sana ne? Seninle mi görüşüyor ki sen bunları söylüyorsun! Sonra senin partinin oyu kaç ki HÜDA PAR’ı hedefine alıyorsun? Seni ilgilendiren bir mesele yok iken neden hakaret ederek algı oluşturmaya çalışıyorsun? Bazılarının dediği gibi operasyon çocuğu musun? Veya batının maşası mısınız? Alan memnun, satan memnun size ne oluyor?

Ama biliyorlar ki hesaplar değişecek. Halk dürüst siyasetin nasıl yapıldığını görecek. Menfaatinin nasıl savunulduğunu, millete hizmetin nasıl yapıldığını, şimdiye kadar nasıl kandırıldığını anlayacak diye ödleri kopuyor. Bunun için ortalığı velveleye veriyorlar. Biri Türk Milletinin diğeri Kürt Milletinin halisane duygularını istismar edip kötü amaçlarına alet ederken, temiz bir siyaset ve dürüst bir ahlak ile milletin öz değerlerini yücelten bir kadronun halkın önüne gelmesini istemiyorlar. Onlar oyları çantada keklik görüyorlar. Sapkın grupları gariban Kürdün sırtından meclise taşıyıp keyif çatanları halk görmüyor mü? Kürdün tarihine, değerine sosyalizm adına küfredenleri Kürt görmüyor mu? Hem de kendi oylarıyla seçilmiş bu kişileri! Buna sebep olanları da görmüyor mu? İşte bunların hepsini daha açık bir şekilde görecek. Türk milleti de kendi öz değerlerine sahip çıkan, tarihin sahnesine yeniden çıkıp hak ve adalet dağıtacak değerlerine kavuşacak kadroları bir daha görecek inşallah. Siyasetleri sadece kaos, düşmanlık ve sapkınların haklarını korumak olanları, millet kendine vekil olarak meclise taşımayacak inşallah.

İşte bütün mesele bunların görülmemesi ve duyulmaması için ekranları karartmak, zihinleri bulandırmak ve halkın önüne perdeleri çekmektir. Artık geçti o günler. İnşallah güneş doğacak. Ve halk size diyecek ki; Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Washington’a.