• DOLAR 34.538
  • EURO 36.528
  • ALTIN 2882.382
  • ...

Türkiye siyasetinde, cumhurbaşkanlığı sisteminden sonra bir toparlanma ve birleşme temayülü belirdi. Sistemdeki kurallar partileri buna itti. Şimdilik bu partiler ittifak çatısı altında bir araya geldiler. İleride belki de bu ittifaklar, ittihada da sebep olabilir. Ancak bazı ittifaklardaki ihtilaflar öyle büyük ki, bunun olması çok zor gibi görünüyor.

Cumhur ittifakında şimdilik böyle bir sorun yok. Çünkü yeni sitemi onlar istediler ve kurdular. Sistemin işleyişinde bazı sorunlar olsa da bu sorunlar ittifakı bozacak düzeyde değil. Kendi içinde çözülüp aşılacak sorunlar.

Lakin millet ittifakında daha iktidar olmadan öyle sorunlar var ki, bunlar değil ittifakı hükümeti bile bozar.

Mesela ittifaktaki bir ortak diyor ki; biz dokuz bin kişilik liste hazırladık. Başa gelir gelmez bu kırmız listedeki dokuz bin kişilik devlet kademesinde görev alanları görevden alacağız. Yerine bizim hazırladığımız listeyi geçireceğiz. Hoppala bu ne demek? Bu demek oluyor ki benim partim ve üyelerim devleti ele geçirecek, bundan sonra parti devleti olacak. O zaman senin karşı çıktığın sistemden ne farkın olacak? Halk, senin millet için değil de partin için çalıştığını görmeyecek mi? Ayrıca ithal ettikleri ekonomistin ekonomiye dair görüşleri ve reçetesi tam bir fiyasko. Türkiye’yi emperyalist batının sömürgesi yapacak görüşleri ve reçetesi var. Peki, masanın diğer bileşenleri bunu kabul eder mi? Elbette hayır. Bu demek oluyor ki, bu sebep bile masayı dağıtır. Hükümeti yıkar. Al sana kaosa bir kapı.

Diğer ortak ben başbakan olacağım diye tutturmuş gidiyor. Ama başbakan olması için bu sistemin değiştirilmesi gerekir. Bunun için dört yüz milletvekili gerek. Veya referandum gerek. Yani sistemi tekrar geri işletmek gerek. Bir dört yılın daha heba olması gerek. Şimdi bir başbakanlık koltuğu için millet bunu kabul eder mi? Etmez. Bu kadar işin içinde devlet yönetilebilir mi? Yönetilmez. Bundan bir kriz ve kaos çıkar mı? Çıkar.Bu demek oluyor ki, bu sebep bile masayı dağıtır.

Bir başka ortak diyor ki hepimiz aynı yetkiye sahip olacağız. Birimiz kabul etmez ise o karar çıkmaz. Sanki birleşmiş milletler mübarek. Orda da beşli bir sistem var. Hiçbir karar alınamıyor. Burada da aynı şey söz konusu olacak. Çünkü bütün bileşenlerin tabanları ayrı ayrı yönlere bakıyor. Kimi komünist, kimi muhafazakâr, kimi dindar, kimi milliyetçi. Allah için bunların arasından hepsini memnun edecek ortak bir karar çıkar mı? Al sana bir kaos kapısı daha. Çünkü AK Parti’den ayrılan bazı bileşenlerin AK Parti ile ortak noktaları çok daha fazla iken birlikte kalamadılar. Milliyetçi cephede de hakeza aynı durum vardı. Bunların birleştirici noktaları daha fazla iken bile beraber kalamadılar ki, şimdi zıtlar bir arada nasıl iş yapacak? Bunu akıl kabul etmiyor.

Evet, altılı masa ve destekçileri dişlerini bilemiş, başını yiyeceklerin hesabını yapıyor. Ama bence bu menü ile bu yemeği yiyemeyecekler. Sonra da masadan yemek yemeden kalkmak zorunda kalacaklar.