Faşizm vahşet ve ölüm demek
Birileri ekonomik krizin faturasını göçmenlere kesmek istiyor. Topluma verecekleri bir kurtuluş reçetesi olmayınca kin ve nefreti sunuyorlar. Böylece kısa ve ucuz yoldan kitlelerle ulaşmak istiyorlar. Ama bu yol çıkmaz bir yol ve sonunda da daima kan, gözyaşı ve ölüm vardır.
Avrupa bu yolu zamanında çok denedi. Bin pişman oldu. Sonra yıllarca da bununla mücadele etti. Çünkü bu faşizm denilen illet fikirde durduğu gibi durmuyor. En ufak bir meselede şiddete dönüşüyor. Bu şiddet ferdi olarak da kalmıyor, zamanla toplumsal bir şiddet haline geliyor ve kontrolden çıkan bir araba gibi önüne geleni ezip geçiyor. Dolayısıyla bu faşizmin ateşini harlayanlar hiçbir zaman toplumun ve milletin faydasına bir iş yapmıyorlar. Aslında onlar da bunu biliyor ama topluma sunacak bir çareleri yok. İçlerindeki kin ve nefreti çözüm diye halkın önüne koyuyorlar.
Şöyle bir Filistinlilere bakın, Siyonizm faşizmi onlara neler yaşatıyor. Ne Filistinlilere ne de Yahudilere rahat yüzü vermiyor. Bütün bir İslam ümmeti ve ehli vicdan onlardan nefret ediyor. Kendileri de bütün dünyadan nefret ediyor. Başka bir milletle beraber yaşama kültürü kesinlikle lügatlerinde yok.
Avrupa’ya çalışmaya giden Türklere yıllarca faşistler zulüm ettiler. Hala da ediyorlar. Avrupa bununla mücadele etmekte yetersiz kalıyor.
Türkiye’de de son zamanlarda bu yönde suç oranlarında artış var. İki komşunun aralarındaki bir kavgayı birileri Türkiye’nin gündemine taşıyarak sürekli nefreti pompalıyor. Düşmanlığı körüklüyor. Bu meseleden siyasi bir rant elde ediyor.
Irkçılık, kavmiyetçilik ve faşizm çıkmaz bir sokaktır. Her zaman karşısındakini düşman görerek ona karşı bilenir. Toplumda huzur ve refah bırakmaz. Sürekli bir kin ve nefret hali vardır. Kin ve nefret hem ferdin hem de toplumun bünyesini çürütür. Toplumun dayandığı ana kolonları yok eder ve onu çökertir. Bütün bir toplum bu enkazın altında kalır. Bunu tarihin her döneminde görmek mümkündür.
Dolayısıyla ırkçılık ve faşizm çıkmaz bir sokaktır. Bu çıkmaz sokağa halkı sokmak isteyenler hiç de iyi niyetli insanlar değiller. Tarihin kara sayfalarında hala faşizmin ve ayırımcılığın vahşetleri durmaktadır. Modern dünya bu sorunu aşmak için çok bedeller ödedi. İslam bu sorunu ayaklar altına alarak bütün Müslümanları kardeş eyledi. İnsana insanlığından ve imanından dolayı değer verdi. Büyük bir insanlık medeniyeti kurdu.
Bugün her ne sebeple olursa olsun vatanını terk etmek zorunda kalan insanlara düşman gözü ile bakmak, dertlerine bir çare bulmadan buradan da sürmek zalimliktir. Sadece bizim ırktan olmadıkları için onları aşağılamak insanlıktan çıkmaktır. Hele hele Avrupa’dan gelen göçmenler ile Afrika ve Asya’dan gelenleri ayırmak tam bir köle ruhluluk psikolojisidir.
Gerçek sorunu görmeden kendince bir çözüm sunamazsın. Sadece insanları sürgün etmekle de sorunu çözmüş olmuyorsun. Kin ve nefretle de bir yere varamazsın. Onun için sorunun kaynağına inelim, sorunu yaşayanları da çözüme ortak ederek beraber bir çıkış yolu bulalım. Böylece insanca bir tavır ortaya koyalım. Önce insanı, öncelikle de adalet ve merhameti ortaya koyalım.