Değersizler
Son zamanlarda bazı odaklarca toplumsal değerlerimize yönelik sinsi bir saldırı yapılmakta. Her gün başka bir yerde tertiplenen bu saldırılar toplumun inançlı kesiminde ciddi bir rahatsızlık oluşturmakta. Bu hadsizler çizmeyi aşmaya başladılar. Bu münferit olayların toplumda bir patlamaya yol açmaması için hükümetin acil ve caydırıcı tedbirler alması elzemdir. Bu edepsizliklerin gelip dayanacağı son nokta toplumsal olaylar olacaktır.
Değersiz insanların kapalı kapılar ardında işlediği melanetler kendilerini ilgilendirir. Amma topluma çıktıklarında toplumun ahlaki değerlerine saygı duymak zorundalar. Ben senin ahlaksızlığını görmek zorunda değilim. Benim inancım senin ahlaksızlığını kaldıramaz. Bu konuda haddini bileceksin. Haddini bilmeyenlere devlet bildirecek.
Hele hele son görüntüler artık bardağı taşıran bir damla oldu. Kutsal kitabımız Kur’an’a yapılan alçakça muamele gavur memleketinde bile yapılmamıştır. Bu alçaklığı, rezilliği ve kepazeliği kaldıracak bir Müslüman da bulunmamaktadır. Bu konuda devlet üstüne düşeni yapmaz ise, yarın öbür gün yaşanacak toplumsal tepkilerin de sorumlusu olur. Çünkü ar, şeref, namus ve inanç bazıları için bir değer ifade etmese de Müslümanlar için dünyadan daha önemlidir.
Bu ülkede beraber yaşayacak isek, herkes birbirine saygı duymak zorunda. Hakaret etmeden, aşağılamadan, fikrini beyan etmek isteyene zaten kimsenin diyeceği bir şey yok. Ama hayvanlar gibi sokakta çiftleşmeye, çıplak yürümeye, Kur’an’ı aşağılamaya da kimse izin vermez. Şu anda Müslümanların sinir uçlarına dokunuyorsunuz. Bu insanlar çok sabırlıdırlar. Ama baraj bir patladı mı inanın kimse önünde duramaz.
Bakın, Müslümanlar alabildiğine hoşgörülü ve saygılıdırlar. Yüzyıllarca başka inanç ve kültürlerle beraber yaşarız. Yüzyıldır inancımıza ters kanunlarla idare ediliyoruz. Yine de karışıklık çıkarmadık. Ama İslam düşmanlarının eline geçen ilk fırsatta İslam’a saldırmaya, değerlerini tahkir etmeye ve yok etmeye çalışmışlardır. Bu istisnasız dünyanın her yerinde böyle olmuştur. Çünkü İslam’ın insanları kendisine çeken havası onları korkutmuştur. Biliyorlar ki hak geldi mi batıl yok olur gider. Dolayısıyla hakkı sürekli baskı altına almışlar. Yok etmeye çalışmışlar. Ama nafile. Hakikat güneş gibidir daima parlar. Ve insanları kendine çeker.
Kadın hakları diye diye insanlar kimseye bir şey diyemez oldular. Evde, okulda, sokakta kadınlar dokunulmaz oldular. Edepsizler, insanları öyle şeylerle tehdit ediyorlar ki aklın durur. Ama dokunmak, laf söylemek yasak. Sokakta köpekler insanları parçalar ama hayvanlara dokunmak yasak. Okulda her türlü edepsizlik edilir öğretmene, laf söylemek yasak. Televizyonlar gündüz kuşağında iğrenç programlar yapar ama kaldırmak yasak. Zina almış başını gidiyor önüne geçmek yasak.
Buraya nasıl geldik? Kötülüğü serbest bırakıp iyiliği ne zaman hapsettik?
Artık gelinen noktada bıçak kemiğe dayanmıştır. Yetkililer bu konuda gereken tedbirleri almalıdırlar.