• DOLAR 34.679
  • EURO 36.905
  • ALTIN 2937.17
  • ...
Müslüman halklar duygusal olur. Çünkü Allahın onlara verdiği rahmet, şefkat ve merhametle hareket ederler. Tarihte hiçbir zaman katliam yapmamışlardır. Yapanlar da İslami kimliklerinden soyutlanmış olanlardır.

Müslüman halkın bu duygusunu bilen müstekbirler, halkın bu duygusundan yararlanıp olayları kendi lehlerine çevirmesini bilmişlerdir. Cumhuriyet tarihinden bu yana hep bu yol denenmiştir. Ne zaman rejim bir tıkanıklık ve itibar kaybı yaşasa, hemen bir kurban bulunup kurban edilir ve bir on yıl onun kanıyla beslenir. Tabi bu kurbanlar da kendi yandaşları ve sistemin gönüllü fedaileridir. Bunlar bu günler için beslenip palazlanırlar, büyütülürler. Toplumun kanaat ve akıl önderleri olurlar. Ama sistem, onları niçin besleyip büyüttüğünü çok iyi bilmektedir. Zamanı gelince de kurban etmekten de çekinmezler.

Bu anlamda baktığımızda, cumhuriyet ilk kurulurken meydana gelen birçok suikast ve olayın altında, yine bu mesele yatmaktadır. Halk sistemden ve onun başında bulunanlardan iyice bıkmakta ve yeni arayışlar içine girmektedir. Bunu gören derin yapılar, toplumun yönünü çevirmek için bakarsın ki, bir kurban kesilivermiş. Ondan sonra bir baskı ve terör havası, bütün millet sus-pus olmuş. Bir beş-on yıl böylece gider, sonra bir daha bir daha.

Bu taktik sadece devlet yönetimi için geçerli değil. Bakıyoruz bu topraklarda milleti kurtarma adına ortaya çıkan beşeri örgütlerin de politikalarını oluşturmuştur. Kendi öldürdüğü yandaşlarının cenazelerini kullanarak siyasi rant elde etmeye çalışmışlar. Veya onları bile bile ölüme göndererek siyasi bir kaos ortamı ve tohumsal destek için kullanmışlardır.
Yani anlayacağınız bu topraklarda bu taktik tutuyordu. Ortada bir cenaze varken, kimse kalkıp ta orada muhalefet yapamazdı. Ortada bir cenaze varken, kimse kalkıp lidere ve kararlarına karşı gelemezdi. Ortada bir cenaze varken, muhakkak intikamı alınmalıydı. Ortada bir cenaze varken, birlik ve beraberliğimizi korumalıydık. Ortada bir cenaze varken, onun davasına sahip çıkılmalıydı. Bu insanlar boşuna ölmemeliydi. Ortada bir cenaze varken, zaten konuşulamaz. Sadece denilen yapılır. Yoksa haklıyken bile, haksız duruma düşersin.

Bu çerçevede Paris`teki cinayetleri planlayanlar öyle alelade işler yapanlar değil. Eskiden beri tecrübe sahibi olan insanlar. Kimi nerede niçin vuracaklarını çok iyi hesaplamışlar. Kime ne mesaj vermek istediklerini de ciddi bir şekilde gösterdiler. Yıllarca bu işin içinde olup ta en tepede dahi görev alanlar, aslında birer kurbanlık oldukları da belli oldu. Hayattayken de bir planın parçaları idiler, ölürken de yine aynı palna göre gittiler. Allah için olmayan her hareket sonunda muhakkak birilerine hizmet vardır. Bir çıkar için kullanılma vardır. Bilerek veya bilmeyerek.

Ülkemizdeki bu PKK meselesi de ne zaman çözüme doğru yol alsa, her seferinde de görünmeyen bu yapı, kritik birkaç vuruşla işleri bozmayı çok iyi becermektedir. Çünkü oyun kurucuları veya oyunun kurallarını iyi bilenler, hangi oyuncuyu oyuna dâhil edince veya alınca neler olacağını çok iyi bilmektedir. Ama oyuncular ise sadece oyunla ilgilenmekte, kazanmak için var güçleri ile çalışmaktadır.

Kan ile topluma ve siyasete yön vermeye devam. Bence bu iş çözüme yakınlaştıkça, bu türlü olaylarda hem içeride hem de dışarıda artışlar olacaktır. İçerdekilerin ve dışarıdakiler güç gösterileri yanında, küresel güçlerin de müdahaleleri ile daha da kanlı bir hal alacaktır. Bu meselenin Ak Parti hanesine olumlu bir puan olarak yazılmaması için çok dolaplar çevrilecektir. Özellikle israil bu iş için çok yoğun çalışacaktır. Çünkü israilin geleceği, Müslüman ülkelerin zayıflığına bağlıdır. Her Müslüman ülke, onun için potansiyel bir tehlikedir, onlar güçlendikçe israil zayıflar. Dolayısıyla toplumsal bir barışın olmaması için her türlü entrika ve dolapları çevirmeye ve çevirtmeye devam edecektir. Bunu, hem örgütün içindeki yandaşlarına ve hem de devletin içindeki birimlerine yaptırmaktan da çekinmeyecektir. Ne de olsa maşalar varken elini yakmasına gerek yoktur. Hem onları bu günler için besleyip desteklemiyor muydu?

Bu olay, barışı bozmaya yönelik midir? Evet. Bu olay hem içeride hem de dışarıda kaos ortamı yaratabilir mi? Evet. Bu olay Ak Partinin örgüt içindeki güvenine zarar verir mi? Evet. Bu olay örgüt içindeki barış yanlılarını zora sokar mı? Evet. Yani ne kadar uzatırsak uzatalım bütün olumsuzluklar için hep evet olacaktır.

Belki bu insanların kendisi de bu sürece karşı olabilirler. Belki de sırf bunun için de öldürülmüş olabilirler. O zaman da bir taş ile iki kuş vurulmuş olur. Böylece bu barışın karşıtları, tezleri için güçlü birer kanıt ve söylem elde ederler. Onların cenazeleri üzerinden de, kendi tabanlarında, aradıkları toplumsal desteği bulurlar. Çünkü çözüm yanlılarının elleri, onların ellerinden çok daha güçlüydü. Şimdi bir nebze olsun güçlenmiş oldular.

Artık olaylara aklıselim ile yaklaşmanın zamanı geldi. Bukadar kan ve gözyaşı yeter artık. Bunun devamı için çalışanlara prim verilmemeli. Bu kandan ve gözyaşından kimse bir menfaat elde edemedi ve edemez de? Haksız bir şekilde kan dökenler eninde sonunda bunu hesabını verecekler.

Zalimler dışında, barış herkes için her zaman iyidir.