KUDÜSE İHANET EDEN FELAH BULAMAZ
Son zamanlarda bazı Arap ülkelerinin siyonistlerle olan ilişkilerini alenileştirmelerini esefle izliyoruz. Evet, daha önce bu ilişkiler kapalı kapılar ardında yapılıyordu ama şimdi artık buna da ihtiyaç duymuyorlar. Bunlar zan ediyorlar ki, devran hep böyle gidecek. Hep istedikleri gibi meydanda at koşturacaklar. Ama bilmiyorlar ki Allah’ın da bir hesabı var. Ve o yakaladı mı çok şiddetli bir şekilde yakalar!
Müslümanların Kudüs hassasiyeti her şeyin üstündedir. Orayı bir şiar ve sembol olarak görüyoruz. Oraya yapılan bir yanlış, sadece orada yaşayan Filistinlilere değil bütün ümmete yapılmıştır. Dolayısıyla bu konu öyle basit politik meselelere alet edilecek bir konu değildir.
Siyonist işgalci, kendisine burada yer bulmaya çalışıyor. Şimdiye kadar yaptığı tüm hamlelere rağmen Müslüman halklar tarafından kabul edilmedi. Çünkü gasp ve işgal üzere kurduğu bu sistemin, kabul edilmesi de mümkün değildir. Artık bugünden sonra Filistinliler bu işi yapamasa Ürdünlüler, Mısırlılar, Iraklılar, Türkiyeliler veya ümmetin diğer milletleri bu gaspçıyı kovmak için mücadele edecekler. Bunu bildikleri için işgalciler, bu ümmet denizinde kendisini kurtaracak bir ada arıyor. Bunun için habire çırpınıyor. Onun sığındığı bu adacıklar da onu kurtaramaz. Çünkü bu adacıkların kendileri bile, kendilerini kurtaracak bir durumu yok iken, nasıl siyonist çeteyi kurtarabilirler ki?
Bugün için batı ve Amerika destekte bulunup bölgedeki kuklalarını seferber ediyorlar. Çok sıkışmış olmalı ki, bu işi artık açık açık yapıyorlar. Çünkü bu iş için daha büyük bir desteğe ihtiyaçları var. Kukla yönetimler de, bu işe çok cesaretli bir şekilde atladılar. Bunlar daha önceki diğer kukla yönetimlerin başına gelen akıbetleri gördüğü halde bunu yapabiliyorlarsa demek ki iş onlar için çok vahim bir hal almıştır. Bu Siyonist çete artık varlıkla yokluk arasında bir yerde duruyor. Onun için son kozlarını paylaşıyorlar.
Belki bu dediğimiz size biraz yavan gelebilir ama inanın ki gasp edilmiş bir toprakta oturan herkes bilir ki, bir gün bu gasp ettiği toprağın sahibi gelecek ve toprağını alacak. Bunu bildiği için hiçbir zaman rahat etmez. Dolayısıyla siyonist işgalcinin korkusu ve telaşı da bu yüzdendir. Ümmet denizinin ortasında, gelecek bir dalgayı beklemekte. Bunun korkusu ile yaşamaktadır.
Bütün Müslüman milletlerin başındaki yöneticiler de bunu bilmeli ki, ümmet seli kabardığında önünde ne kadar hain ve işbirlikçi varsa hepsini alıp denize dökecek. O gün ihanetin bedelini bütün hainler ödeyecek.