Belediyecilikte yok mu bir İslam modeli
Bu kadar Müslüman belediye başkanı var. Her seçimde ağzını ayetle açar, hadis ile kapatırlar. Müslümanlığına laf söyletmez. İslam’ı yere göğe sığdırmaz. Ama kazanıp başa geçince Müslümanlığı Cumadan cumaya hapsederler.
Ey Müslüman belediye başkanları, sizin şanlı İslam tarihinden alacağınız belediyecilik dersiniz hiç yok mu?
Halk ile nasıl buluşacağınızı, nasıl yaşayacağınızı, İslam ahlakını, çalışkanlığını, hizmetini göstereceğiniz örnek bir şahsiyet yok mu? Bunu uygulayacak bir babayiğit Müslüman belediye başkanı yok mu aranızda?
Neden bu kadar belediye içinde kapısı açık, makam arabası olmayan, halk ile yemek yiyen, çay içen, işçisiyle beraber çalışan, mazlumun yanında olan, mağdura yardım eden, sokakta tek başına gezen, bir dükkâna uğrayıp çay içen, bir işçi ile beraber yemek yiyen bir başkan yok? Tarlada çalışan, sokakları süpüren, yük taşıyan bir başkan neden yok? Yoksa bunu yapmak haram mı?
Zenginin sofrasına koşa koşa gidip fakirin kapısından geçmeyen bir anlayışı, hangi ayetten ve hadisten aldınız?
Komünist, demokratı, laiki, kavmiyetçisi, dinsizi kendi modelini uygularken hem de halka ve halkın değerlerine karşı, sen neden İslami bir model uygulayıp bu Müslüman halka Müslümanların nasıl güzel hizmet ettiğini göstermiyorsun? İslam sadece camide değil, makamda da hizmette de yaşanırı göstermiyorsun?
Senin o sahip olduğun koltuğun sana bir emanet olduğunu kaybedince mi anlayacaksın? Allah sana hesap sorunca mı o makamın hakkını idrak edeceksin?
Artık yeter? Silkelenin ve kendinize gelin? Bu işi başkaların havale etmeyin! Hacıya, hocaya, mollaya, STK’ya, şeyhe, dervişe, diyanete bu işi bırakmayın! Bu iş o makamda oturanın sırtındadır.
Artık bunu anlayın, bu halkın yoluna altın da serseniz gönlüne onunla giremezsiniz! Bu halkın gönlüne onun gibi yaşayarak, derdine ortak olarak, alçakgönüllü, güler yüzlü, samimi ve içten gelerek yaptığın hizmetlerle gönlüne girebilirsin. Çalmayarak, çaldırmayarak, torpil yapmayarak, zulme engel olarak, malına sahip çıkarak gönlüne girebilirsin. Kibirlenmeyerek, gururlanmayarak, kendini beğenmeyerek, hizmetçi gibi görmeyerek girebilirsin. Sokağında yürüyerek, hastasına giderek, derdini dinleyerek, yüz yüze gelerek, sofrasına oturarak girebilirsin. Varoşlarında gezerek, fakirini sevindirerek, köyüne giderek gönlüne girebilirsin.
Bu azizi İslam’ın sosyal adaletini, hoşgörüsünü, güzel ahlakını, tevazusunu, samimiyetini, kardeşliğini dosta ve düşman ne zaman göstereceğiz? İnandığımız gibi yaşamaya yaşamaya, yaşadığımız gibi inanır olduk!
Heey Allah için! Allah için yok mu bunları yapacak bir belediye başkanı? Bu kadar Müslüman içinde İslam’ın belediyecilik modelini gösterecek bir Müslüman yok mu?
Tarihini ihya edecek bir Ömer yok mu içinizde? Peygamberlerle haşr olacak adil bir yönetici çıkmayacak mı aranızdan? Şehrin fakiri gibi yaşayacak bir yönetici yok mu aranızda?
Ne zamana kadar Müslüman gibi inanıp, Karun gibi yaşayıp, sahabeler gibi konuşmaya devam edeceğiz? Onların amelini de işlemeye ne zaman başlayacağız?