Mucizenin, iman ve amel üzerindeki etkisi
Gönderilen her açık mucize, temiz ruhlu insanların tereddütlerini giderip imanlarını artırdığı gibi, kötü ruhlu insanların da kalplerindeki “ricsi”, pisliği, kin ve öfkelerini daha da artırabilir. Tek bir mucizenin etkisiyle yığınlarca inkârcının ilzam olması mümkündür. Ancak her ilzam olunan inanmış demekdeğildir. Zira iman gönül ve kalp işidir. kalbin rıza ile tasdik etmesi gerekir. İman kalbe inmedikçe sahih bir iman sayılmaz.
Bir çok insan mucizenin etkisiyle mecburen susmak zorunda kalabilir veya korkudan boyuneğmiş olabilirler. Ancak bu böyle devam etmez. Gönülden iman etmeyen insanlar fırsatınıbuldukça içinde bulunduğu çaresizlikten kurtulmak için gizliden başka yollarıaramaya koyulurlar. Saltanatları elden gitmesin diye meşru olmayan yolları dahikendilerine mubah sayarak içten kemirmeye ve yıkmaya başlarlar.
Nitekim ilk başta mucizenin etkisiyle Salih aleyhisselama ve İsa aleyhisselama iman etmişgibi görünenler sonradan onlara karşı komplo teşebbüsünde bulunmuşlardı. Bunlar,mucize karşısında aciz kaldıkları için susmak zorunda kalmışlardı. Dahası çeşitlihile ve entrikalarla müminlerin zihnine fitne tohumlarını ekerek müminlerinkafasını karıştırıyor, imanlarından döndürmeye çalışıyorlardı. Fakat müminlerin izzetli direnişleri neticesinde çirkin yüzleri ortaya çıkmış, müminlerle yolları ayrılmış ve her kes yeniden asli mecrasına kaymıştır.
Bu tarihi tecrübeler gösteriyor ki, Her zaman ve her dönemde bu tip hain ve habis ruhlular,müminlerin elinin güçlü olduğu dönemlerde ilzam olup bir yerlere sinerler.
Fakat en ufak bir fırsatlarını bulunca da hemen harekete geçer, korku, dehşetve endişe içinde olsalar dahi ifsat faaliyetlerine devam ederler. Kuran`ıKerim, onların bu çirkin faaliyetlerini şöyle tasvir ediyor:“Onların misali o kimseler gibidir ki: bir şimşeğin çakılmasıyla önleri aydınlanıncahemen yürümeye başlarlar ve üzerlerine karanlık çökünce de oldukları yerdedikilip dururlar.” (Bakara: 20)
Yani münafıklar, yakaladıkları en ufak bir fırsatı değerlendirerek içten yıkmaya,darbe vurmaya çalışırlar. Fakat önleri kapanıp umduklarını bulamayınca hemen müminler arasına sinip Müslüman görünmeye devam ederler.
Medine`de Resulüllah sallallahu aleyhi veselleme karşı aynı stratejiyi takip eden Medine münafıkları, Resulüllah`ın Medine`ye teşrifinden sonra etrafındaki insanların Müslüman olup Resulüllah`a tabi olduklarını görünce, riyaset ve efendilikleri elden gitmesin diye mecburen İslam camiasına katılmışlardı. Aslında bunlar gerçekten iman etmiş değillerdi. Ama öyle görünmek zorunda kalmış ve bundan sonra riyasetlerini burada devam ettirmek istemişlerdi. Ne zaman ki, Kuran`ın beliğ ifadeleri karşısında sözlerinin işe yaramadığını ve Resulüllah`ın yanında eski itibarlarının kalmadığını gördüler, kalplerindeki kin ve nifak ateşi daha da alevlendi. Ancak açıktan bir mukavemet güçleri olmadığı için gerçek yüzlerini gösteremediler. Bilakis gizliden ifsada başlayıp içten yıkmaya çalıştılar. Kâh iç kaynaklı Yahudi mihraklarla, kâh da dış kaynaklı müşrikkabilelerle işbirliği yaparak ifsat faaliyetlerine giriştiler.
Ancakgeçmiş kavimlerle Medine münafıkları arasındaki fark şudur ki: Muhammed aleyhisselama verilen Kur`an mucizesi, diğer peygamberlere verilen mucizeler gibi yerel ve dönemsel değildir. Bilakis o bir aksiyon misali müminlerin kalplerine nakşedilmiş, imanlarıyla bütünleşip ruhlarının derinliklerine yerleşmiş evrensen bir mucizedir. Artık onu söküp oradan almak hiç kimsenin karı değildir.
Evet,peygamberimiz Muhammed aleyhissalatuvesselamın risaleti âlemşümul olduğu gibi ona indirilen Kuran`ı kerim de kıyamete dek âlemşümul bir mucizedir. Kuran`daki yol gösterici hakikatler, bir başka açık mucizenin gönderilmesine mahal bırakmamıştır. Zira O, insanlığın önündeki tüm karanlık perdeleri kaldırmış, Allah`ın dosdoğru yolunu apaçık olarak göstermiştir.
İnsanlıkancak onunla eşyanın sırrını keşfetmekte, mahiyetini öğrenmekte ve hakikatine varabilmektedir. Yeter ki, insanlık kendini ruhunu ve kalbini ona açsın. O hem yerdekilerin, hem de göktekilerin kitabıdır. Hem dünyaya hem de Ahirete hükmeden bir kitaptır. “Hakkında hiçbir şüphe bulunmayan Âlemlerin Rabbinin kelamı ve muttakilerin hidayet düsturudur.” Ona karşı çıkan, onu yalanlayan ve ona kötülükle dokunmak isteyen er veya geç tersyüz olacak, rezil ve rüsva olacaktır.