• DOLAR 34.337
  • EURO 36.206
  • ALTIN 2831.867
  • ...
 İnsanlık Tarihinde ne zaman ve nerede hak ve hakikat adına yükselen bir ses varsa hemen orada onu kısmak için batıl adına birilerinin mutlaka mırıldandığını göreceksiniz. Küfür elebaşlarının hesapları ayrı ayrı olsa ve kendi aralarında ayrı ayrı gözükseler de iman ehline karşı hemen birleşir ve tek millet oluverirler.
 
Geçmişte Semud kavmi ileri gelenleri kendi içlerinde farklı çeteler oluşturarak ayrı ayrı göründükleri halde Salih aleyhisselama karşı tek ittifak içine girmişlerdi. Her bir kabile reisi, kendi kabilesinin menfaat ve çıkarlarını koruma adına müstakil birer çete kurmuştu. Böylelikle temsil ettiği kabilenin çıkarlarını gözetmek adına feodal bir yapıyla onları kontrollerinde tutuyordu. Ama Salih aleyhisselama karşı ittifak kurmuş, tek birlik oluvermişlerdi.
 
İşte beşeriyetin ta klasik çağından süregelen bu zihniyet, hakkın karşısında daima bu şekilde varlık göstermekte ve hakkın sesini susturmak için böyle faaliyet yürütmektedir. Ne zaman ve nerede hakkın sesi yükselmişse hemen oradaki derme çatma halde bulunan küfür ve nifak çeteleri bir araya gelip yekvücut olmuşlardır.
 
Aralarında farklı gaye ve hesapları bulunsa bile tevhidi uyanışın yükselişini görür görmez, hemen bir araya gelir ve dinin önünü tıkamak için dindarane bir ittihat ve ittifak içine girerler. Aslan tehlikesine karşı çakalların sürü oluşturduğu gibi, yekvücut oluverirler.
 
Günümüzde ise, artık bu ittifak feodal yapıdan çıkmış, uluslararası boyuta ulaşmıştır. Bunun açık örneği ise, dünya jandarmalığına soyunan ve demokrasiyi ihraç etme adına şeytani emellerini hâkim kılmak için hiçbir engel tanımayan Amerikan Emperyalizminin, her şeyi salt madde gözüyle değerlendiren materyalist Avrupa Birliğinin ve mazlum kanını akıtmaktan zevk alan Siyonizm'in sürekli bir ittifak içinde olmalarıdır.
 
Bunlar, yeryüzündeki İslami uyanışın önünü almak için sürekli bir ittifak ve işbirliği içindedirler. Hatta ezilmiş halkların ve özellikle Müslümanların gözünü boyamak için insan hakları, özgürlük ve evrensel değerleri egemen kılma adına kurulan birleşmiş milletler dahi bu amaca hizmet etmek için kurulmuştur.
 
Dünyanın neresinde bir İslami uyanış varsa bu şeytani ittifakın hemen oraya müdahale ettiğini ve kendilerine tehlikeli gördüğü her unsuru ortadan kaldırmaya yönelik yekvücut halinde hareket ettiğini görmekteyiz. Buna ABD mi diyeceksiniz BM veya NATO mu diyeceksiniz ne şekilde adını koyarsanız koyun icra ettiği görev budur.
 
Aslında bu onların gerçekten samimi, civanmert ve hamiyetperver olduklarını göstermiyor. Bilakis onların korkaklık, namertlik ve zaafiyetlerinden ileri geliyor. Onları böyle bir ittifaka zorlayan etken, ruhlarının derinliğindeki zaafiyet ve korkaklık saikasıdır. Yoksa gerçekten civanmert, insan sever ve barışsever olduklarından asla değildir.
 
Bu hususla ilgili Üstat Bediüzzaman hazretleri ihlas risalesinde; batıl ehlinin şe`ni olmadığı halde kuvvetli ittihat ve ittifak etmeleri, hak ve hakikat ehlinin şe`ni ise, ittihat ve ittifak iken nifaka ve şikaka düşmelerinin nedenlerini analiz ederken çarpıcı bir benzetme yaparak çok doğru bir tahlilde bulunmaktadır. Bunun altı ana sebebinin olduğunu beyan ettikten sonra tedavi yönteminin ve yegâne kurtuluş yolunun da ihlasa dönmek ve dinsizlerin dindarane ittifakına karşı dini temellere dayalı bir cemiyeti İslamiyeyi kurmak olduğunun projesini ortaya koymaktadır. (Bu konuda daha geniş bilgi edinmek isteyenler 21. Lema= İhlas Risalesine başvurabilirler.)
 
Bugün fitne ve fesat odakları, modern çetelerle küresel federasyonlar oluşturmaktadır. Böyle bir dönemde Müslümanların hala bölge, ırk, renk ve dil farklılığıyla, mezhep ve meşrep ihtilaflarıyla birbirinden kopuk durmaları, son derece esef verici ve kahredicidir. Artık Müslümanların, bir an evvel evrensel bir ittihadı İslamiyeyi kurmak için bir araya gelip güç birliği yapmaları gerekir. Küresel emperyalizme karşı aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakıp kardeşlik anlayışıyla ittihadı İslamiyeyi gerçekleştirmeleri gerekir. Yoksa Üstat Bediüzzaman'ın ifade ettiği gibi: "zendeka cereyanı birini diğerine karşı alet olarak istimal edecek ve sonunda baltayı da kıracaktır."