Sözün edebi ve edepli olması
Sözün edebî olması için edepli olması gerekir. Zaten edebiyat kelimesi edep kelimesinden türemiştir. Edepsiz edebiyat olmaz. Dili ve kalemi terbiye etmeyi öğrenmeden edepli olmak da mümkün değildir. Söz ve kalemin önemi buradan kaynaklanmaktadır.
Kur`an-ı Kerim başta olmak üzere güzel kitapları okuyarak, davet çalışmalarıyla tecrübemizi artırarak sözlerimizin, dilimizin yontulmasını sağlayabiliriz. Odun, yontulunca kalem haline de gelebilir. Sözde önemli olan doğruluk ve samimiyettir, güzel bir gayeye hizmet etmesidir. Yoksa içi boş, kof sözler, nefse hoş gelse de bunları edebi ve güzel kabul edemeyiz.
Yontulmamış odun gibi kaba ve sert olan, güzellik ve yumuşaklıktan nasibini alamamış söz, iyi niyetle söylenmiş olsa bile, çoğu kez kaş yapayım derken gözü de çıkartabilir, fayda yerine zarar verebilir. (Bkz. Âli İmran, 159).
Uzun dilin başı dertli olur. Eli taşlı insanı gören yılan, başının belası dilini çıkarıp yalvarır; aynı dil nice canlar yakmıştır. Dilin kemiksiz olması, fesada, yalana, harama uzanmasına sebep olmamalıdır. Dava arkadaşlarının yerini haber vermemek için, dilini dişleriyle koparıp zâlim güçlerin yüzüne tüküren adam, gevezeler için ne büyük bir ibrettir.
Konuşma sanatını bilmeyen bir kimse, ne kadar zeki ve değerli olursa olsun, davet görevini tam anlamıyla yapamaz. Çevresindekileri kendisinden uzaklaştırır, zavallı insan durumuna düşer ve konuşmasıyla kendisine ve çevresine zarar verip ifsada yol açabilir. "Söz gümüşse, sükût altındır" sözü, konuşmasını bilmeyenler için geçerlidir. Oysa konuşma sanatını bilenler için söz altındır. Söyleyecek sözü olan, söylenecek uygun söz bulunmadıkça susmakla tanınan bir insan, her zaman kendini dinletir. Demek ki söylenecek bir sözümüzün bulunması gerekir.
"Sözün âfeti yalandır. Bela insanın sözü üzerine gelir. O halde hayır konuşuyorsan söyle yoksa sus!" (Müslim)
"Ya hayır konuşup da sevap kazanan yahut susup da selamet bulan kişiye Allah rahmet etsin." (Nesei)
"Senden soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar söylemekten hayırlıdır." (Hz. Ali)
Şeyh Sadi Şirazi diyor ki: "Şam tarafına sefer yaptığımda orada adamın biri eşeğinin karşısına geçmiş ona bir takım işaretler yapıyor gördüm. Ona "Sen bu eşeğe ne diye bu işaretleri yapıyorsun" diye sordum. Adam: "Ben ona konuşmayı öğretiyorum" dedi. Bunun üzerine ona: "Sen ona konuşmayı bırak da ona bakarak kendine düşünmeyi öğren" dedim.
"Ya susun yahut susmaktan iyi şeyler söyleyin. Kişinin konuşması onu hayvanlardan, söylediği şeyler de meleklerden ayırır."
"İnsan, hayvandan konuşmakla üstündür. Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olurlar. İnsan dilini tutup konuşmadıkça, ayıbı da hüneri de gizli kalır." (Şeyh Sadi Şirazi)
"Para ile köle satın alamadığına üzülme; insanları tatlı dille de kendine esir edebilirsin." (Hz. Ali)
"Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı. Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz." (Yunus Emre)
"Eğer hor eğer hürmet, Kişiye sözden gelir." (Yunus Emre)
"Bir insana söz anlatmak için yakasını, paçasını tutmanız yersizdir. Sizi dinlemek istemiyorsa, dilinizi tutun daha iyi olur."
"Çok kez söylediklerimiz yüzünden kazandığımız düşmanlar, yaptıklarımız yüzünden kazandığımız dostlardan daha çoktur."
"İki şey insanı çileden çıkarır; söylenecek yerde ağız açmamak, susacak yerde lâkırdı etmek. (Şeyh Sadi Şirazi)
"Ne kadar çok söylersen karşındaki o kadar az hatırlar. O halde az söyle de kazancın çok olsun."
"Konuşma sanatını bilen adam, düşündüklerinin hepsini söylemez; fakat söylediklerini düşünür de söyler. Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, işitenin de yararlandığı sözdür."