• DOLAR 34.568
  • EURO 36.636
  • ALTIN 2927.147
  • ...

“Hakikaten onlar (Ashabı Kehf), Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetlerini artırdık ve kalplerini metin kıldık.” (Kehf: 13–14)

Gençlik, Allah`a şükrü gerektiren ve Allah tarafından insana bahşedilen en önemli nimetlerden biridir. Kıyamet günü herkes, bu nimeti nasıl ve ne uğurda harcadığına dair sorguya çekilecektir.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur; “kıyamet gününde kul şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe ayakları olduğu yerden kımıldanmaz. 1- Ömrünü nerede tükettiğinden 2- Gençliğini nerede harcadığından 3- İlmiyle ne amel ettiğinden 4- Malını nereden kazanıp, nereye harcadığından 5- Bedenini nerede yıprattığından.” (Tirmizi)

Başka bir hadisi şerifte ise gençliği zamanında ibadete başlayanlar hakkında şöyle buyrulmaktadır: “Gençlerinizin en hayırlısı; kendini yaşlılara benzetendir.” Yani onlar gibi ölümü düşünen, gençlik heveslerine yenik düşmeyen ve gaflette boğulmayan kimsedir. “İhtiyarlarınızın en kötüsü de kendini gençlere benzetendir” yani, gaflet ve isteklerine uyma hususunda gençlere benzeyen kimsedir. (İmam Suyuti, Camiu`s-sağir)

Şu halde, daha genç yaşta iken nefsin isteklerine ve emirlerine müdahale etmeliyiz. Nefsin ve şeytanın tekliflerine aldanmayıp baki olan ahiretimizi, fani dünyaya feda etmemeliyiz. Bu hususta Tâbiinden olan Hasan el Basri gençlere şu tembihi yapmaktadır: “Gençler! Yönünüzü ahirete çevirin. Ahireti çokça arzulayın. Biz ahireti isteyenin ahiretle beraber dünyayı da elde eden çokları gördük. Ama dünyayı isteyip de dünyayla beraber ahireti elde eden hiç kimseyi görmedik.” (Beyhaki)

Hz. Ali (k.v) de: “Dünyanın değil ahiretin çocukları olunuz. Dünyada amel var, hesap yok. Ahirette ise, hesap var, amel yoktur.” (Nehcülbelağa)

Akıllı olan genç, ömrünü boş yere ve faydasız şeylerle zayi etmemelidir. Her anını Allah`a ve Rasûlüne itaat etme çabasıyla ve ibadet içinde geçirmeli, Nefsinin isteklerinden uzak kalmalı ve dünyanın geçici heveslerine kapılmamalıdır.

Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem: “Muhakkak ki Allah, gençliğini Allah`a itaat yolunda harcayanı sever.” “Gençlik döneminde yapılan ibadet güneş gibi; yaşlılık döneminde yapılan ibadet ise mum gibidir.” (Kenzülummal)

Zinnun-i Mısri (k.s.) şöyle der: “Hayat, salih arkadaşlıkla, dürüst dostlarla tatlılaşır. Hayır, salih bir arkadaşta toplanmıştır ki, unuttuğun zaman sana hatırlatır; Hatırladığın zaman da sana yardımcı olur.” (Gazali, İhya)

Öyle ise arkadaş seçerken öyle birini seçmeliyiz ki, onun hal ve hareketleri bize Allah`ı hatırlatmalıdır. Her yanlışta bizi uyarmalı, hakkı anlatmalı, hakkı tavsiye etmelidir. Allah dostlarından Fudayl bin. İyaz (k.s.) Bir nasihatinde şöyle buyurdu: “Pişman olmadan düşünün! Amel işlemeye bakın. Dünyaya aldanmayın. Çünkü sağlam olan bozulup dağılır, her yeni olan eskir, nimetler tükenir, gençlik de ihtiyarlığa döner.” (Beyhaki)

Gençlik milletin geleceği ve güç kaynağıdır. Bunun için toplum, kendi geleceğini garanti altına almak, milli ve manevi değerlerini yükseltip geliştirmek maksadıyla bilgili, görgülü, çalışkan ve üretken nesiller yetiştirmeye önem vermelidir. Gençliğin kıymetini bilmeden ömrünü tüketen bir insan pek çok problem ve sıkıntıyla karşılaşır. Bu sıkıntılar hem kendine hem de topluma yansır ve zarar verir.

Zinnûni Mısri (k.s.): “Amelde ihlâslı olanlar için, Ne mutlu! Ne mutlu! Beş şeyde ihlâslı olana; ilmi ve ameli, sevgisi ve gazabı, alması ve geri vermesi, konuşması ve susması, sözü ve eylemi ihlâs olana.” demiştir. (İbni Arabi, Fütuhat)

Hz. Mevlana (k.s.), Mesnevi`de gençlere şu tavsiyelerde bulunur: “Ne mutlu o kişiye ki, gençlik çağını ganimet bilir de borcunu öder, vazifesini yerine getirir. Bedeni sapasağlam iken, yüreğinde ve vücudunda güç ve kuvvet var iken bu işi başarır. Çünkü gençlik çağı, yemyeşil, taptaze bir bahçeye benzer; bol bol meyveler verir. Sen gönül gıdası ye! Gönüle gelen ilahi duygularla beslen ki, daima genç kalasın. İlahi tecellilerle çehren nurlansın, erguvan çiçeği gibi olsun.”

İmam Rabbani (k.s.) ise, Mektûbat isimli eserinde gençlere şöyle seslenir: “Gençlik mevsimini ganimet bilip, onda da başarılı olmalı, oyun ve eğlenceye sarf etmemeli, onu cevizle muzla değişmemeli. Yoksa sonu nedamet ve esef olur. Elde hâsıl olan bir şey olmaz.”

Konumuzu Hz. Ali Efendimizin şu sözüyle bitirelim. “Mutlu olan başkalarıyla öğüt alandır; mutsuz olan ise arzusuyla aldatılandır.”( Nehcülbelağa)